Site icon Yuvaya Yolculuk Dergisi

Aşk, bir ihtiyaç meselesi

Aşkın ihtiyaç meselesi olduğu bu zamanda kimse aşkın saf ve koşulsuz olduğundan bahsetmesin.
Cümlelerimiz bile “sana ihtiyacım var” ile başlıyor”sa sevdiğimiz için sevmiyor bize o kişi lazım olduğu için seviyoruz.
“Rağmen” ile sevmeler yok, ” çünkü”ler ile başlayan nameler çok.
Oysa seviyoruzdur işte ve tanımlayamamaktır mesele.

Muhtaç oluruz diye aklımız çıkıyor, oysa ki aşk muhtaçlıktır ve muhtaç olmaya korktuğumuz yerde aşk yoktur.
Korku vardır, bilirsin, o sıkışıp zorlandığına gidecek.
Ve sen içten içe gidecek diye korkarsın ve bunun için olmadığın kişi olursun.
Çünkü olanı sevmez insan, oldurduklarımızdır bizim eserlerimiz.
“Benim sayemde” demeyi çok severiz kibirle.
Gittiğinde, “seni seviyorum gitme” yerine “beni bırakmazsın” deriz.
Ve hala derdimiz “ben”dir, sevgi ve aşk bu işin neresindedir.
Korkar işte sonra insan. Çünkü sevgiyi hissetmez.
Ve korkular bizi yalnızlaştırır.
Issız ve hep yek mağaramızdayızdır.
Sonra yalnızlığımız belki bir umut gider diye kuş oluruz, daldan dala uçan umutsuz ve aşkın olmadığı kafeslerde aşk kırıntılarına razı kuşlar.
Bir çıkıp uçsalar onu bile mutluluk sanacak olan kuşlar.
Bilmezler aşk tükendi, belki tarihte var idi bir fosil gibi ama aşk kuş kanadında uçtu gitti.

Exit mobile version