Site icon Yuvaya Yolculuk Dergisi

Diana’nın ruhsal mirası

Prenses Diana, hepimiz biliriz onu ve gülen yüzüyle hatırlatırız.

Elton John’un ölümünün üzerine yazdığı şarkıdaki gibi:

Güle Güle İngiltere’nin gülü
Kalplerimizde büyüyesin.
Kendi kendine yerleşen zarafettin sen
Hayatların paramparça olduğu yerde
Ülkemize seslendin
Acısı olanlara fısıldadın
Şimdi cennete aitsin
Ve yıldızlar adını heceliyorlar

Elton John’a bunu yazdıran bir ruhtan bahsediyoruz. Hepimiz onun ölümüne çok üzüldük. Ülke, dil, din, ırk hiç fark etmedi. Peki, sizce neden Diana’nın ölümü bizi bu kadar etkiledi? Sadece prenses olması; göz önünde olması, medyatik olması mıydı? Hayır; kesinlikle bizi bu kadar derinden etkileyen acının nedeni bu olamaz, olmamalı!

O çağının çok ilerisinde, çekici, neşeli, hayat dolu, yardımsever bir yüksek bilinç düzeyine erişmiş ruhtu. Buraya görevini yapmak için geldi. Titreşimi oldukça yüksekti. Etrafına enerji saçıyordu. Bunu yüzünden bile anlayabilirdiniz. Çok uzaklarda da olsak hepimizi etkiliyordu. Kalbimize dokundu aslında. Bizlere unuttuğumuz bazı şeyleri hatırlattı. O dünyaya sevgiyi aşıladı. Dikkat edin hep biçarelerin yanında onlara elleriyle dokunduğunu görürsünüz fotoğraflarında. Onlara elleri ile şifa vermekti amacı; acılarını dindirmekti. Diana buraya bizlere ilham vermek için geldi. Efsanesi de asla ölmeyecek. Ünlü spiritüel eğitmen Ruth Rendely kitabında ondan biraz bahsetmiş sizlerle kısaca paylaşmak isterim:

“Onun insan bedenindeki o benzersiz arketipinin aramızdan ayrılışı hepimizi daha yükseğe taşıyan bir etki yarattı. Gerçi bu etki her birimizde farklı sonuçlar yaratmış olabilir. Belki bazılarımız hastanelerde gönüllü olarak çalışmaya başladık, ya da yeteneklerimizi ortaya çıkarmaya karar verdik, belki de ona olan saygımızı günlük uğraşlarımızı daha büyük özenle yaparak göstermeye yöneldik. Kesin olan onun yaşamı süresince fiziksel hale getirdikleri arasından bize en uygun olanını seçip kendimize örnek almamız için hepimizi ilham verdiğidir.”

 

Exit mobile version