Evren, insanın sonsuz potansiyellerini barındırdığı bir aynadır. Tüm yaşamımızı, deneyimleri, ölüm ve doğumu bu aynaya yansıtırız. Ve hep başkasının yaşamı sanırız, kendimizden bihaber… Gözümüzün gördüğü her şey bizimle ilgilidir… Yürüdüğümüz yolda önümüze düşen yaprak bizimdir…ki buradaki “ben”in aslı, özü de, Tin’dir Yaratan’dır.
Her şey tamamlanmaya hizmet eder. Çevremizdeki olaylar, insanlar, durumlar… Ve karşımıza çıkan her şey en doğru zamanda, en doğru biçimde çıkar. Bulunduğumuz alan, bizim için tasarlanmış en iyi mekandır. Olumlu/olumsuz, iyi/kötü diye ayırmak var olan durumun içeriğini değiştirir. İçinden çıkılması zor bir döngüye sebep olur. Olanın nedenini sonucunu ve sürecini düşünmek izlemek idrak açısından çok önemlidir.
Var olan sistem, insanın kendisini tanımasına ve idrak etmesine hizmet eder. Aynı zamanda hem hizmet alır, hem hizmet veririz. Bu süreci bu bilgi ile algılayabilme farkındalığına ulaşabilirsek dönüşüm daha bilinçli bir yolculuğa döner. Yaşamımızda beliren en ufak nüveleri, her türlü yansımayı takip edip, anlamaya çalışarak, insan olgusunu, yaşayarak deneyimleme yolu ile daha derin ve daha öteleri keşfedebiliriz.
Aşağının yukarıya, içerinin dışarıya benzediği bir önermedir evren…
“Görünen dünyanın tamamı, omurilik boyunca yerleşik olan enerji merkezlerinin titreşimin dışa vurumudur. Etrafımızdaki her şey, insanlar, olaylar, durumlar ve karakterlerinin, bu yedi temel titreşimin biraya gelmesiyle oluşur. Bu enerji merkezlerinin zıt yönlerinin sinerjisi yüksek varlığı ifade eden üç özel enerji oluşumunu meydana getirir. Bunlar da bize yalnızca kader hakkında bir bilgi vermekle kalmaz, aynı zamanda kaderin bu enerji merkezleri vasıtasıyla tecelli etme ve dengelenme sürecini de anlamamıza yardımcı olur. “(Dr. Lea imsira Enerji Astrolojisi kitabından)
Evrende yaşadığımız birçok senkronizasyon da insan her şey ile birlik halindedir. Bunun en derin açılımını bize ay, güneş, yıldızlar, gezegenler verir. Bu kadar engin bir bilgi adeta bizim hücrelerimize işlenmiştir. Anımsanmayı beklerler ve zamanı gelince bilgi açığa çıkar.
Dünyamız, bizim tamamlanabilmek adına doğduğumuz bir okuldur. Bu eğitim alanını her şeyiyle tanımak, yaşamak, deneyimlemek, idrak etmek en önemli yaşam amacımızdır. Bu sayede yaratan ve yaratılanın idrakine varabiliriz.
Gökyüzü ve yeryüzü birbirinin yansıması olup, uçsuz bucaksız bir bilgi denizidir.