Site icon Yuvaya Yolculuk Dergisi

Dünyanın Yaratılışı

Bugün bilim adamları oturmuş dünyanın yaratılışının sırrına erişmek için deneyler yapıyor ve kitaplar dolusu formüller karalıyor. Geldikleri nokta; Sicim Teorisi, Membran Teorisi, 11. Boyut Teorisi, Büyük Patlama (Big Bang), Evrenin Genişlemesi Teorisi ve daha niceleri.

Basit anlamda kendi düşünceleri içindeki zaman ve mekan boyutunu aşamadan evrenin yaratılışı için başlangıç aramak, elde olanın kaybedilmesinden başka bir şey sağlamıyor. İnsan kendi yolculuğunu merak ediyor fakat yöntem geriye giderek bir başlangıç arayarak bulunmayacak kadar derinlerde. Her düşünce ve sonuç sadece bireylerin özgün düşünceler ile sınırlı kalıyor, bütün bu sınırlı düşüncelerde tanrı kavramını doğuruyor. Bütün bu sistemi başlatacak bir güç ve isim gerekiyor insana ve onunda adı tanrı oluyor.

Bir kavanozun içine koyduğunuz bakliyatı düşünün, uygun ortam oluştuğunda kavanozun içindeki bakliyatlar önce kurt üretiyor sonrada kelebek. O kelebeğin bir bilinci olduğunu düşünün ve bugün insanın sorduğu soruların cevabını aradığını varsayın. O kelebeğin erişeceği nokta sizce neresi olur. O kavanoz nereden geldi? Bakliyatlar evrenin yaratılış anında var mıydı? Etrafta yer alan diğer kavanozlarda yaşam belirtisi var mı? Mevcutta içinde bulundukları kavanoz dar gelmeye başlayınca onlarda kendilerine yeni bir dünya arayışına girecekler mi? Sorular uzar gider ve verilecek cevaplarda.

Dünyanın Yaratılışı

E=mc2 olan bir formül ile kelebekler kütlesel bir form olan bakliyattan enerjiye dönüşüp oradan tekrar kütlesi olan bir forma yani önce kurtçuk formuna sonrada kelebek formuna dönüşecek ve döngü bu şekilde devam edecek. Şimdi kelebeğin oturup bu döngüsel düzlemde yaşamın başlangıç anını bulması mümkün görünüyor mu? Bugün İnsan içinde aynı şeyler geçerli, bir madde formu ve enerji formu olan varlığının, düşünce gücüyle “ki düşünce de bir enerji formudur” birleşerek insan haline dönmesinin arkasındaki sır, büyük patlamada değil, dünyada var olan o kavanozun içinde gizlidir. Etrafınıza bakın her an bir yaratım ve bir tür çıkıyor ortaya ve aynı zamanda bir o kadar türde yok oluyor. Madde enerjiye ve enerjide maddeye dönüşüp duruyor.

Toprağın, güneşin, suyun ve havanın yani dört elementin yarattığı hücresel değişimler ile ortaya çıkan bütün bu hayatı, şimdilik sevgi ile kabul edip onu güzelleştirmek gerekiyor. Çünkü tüm yaratımın kaynağı bu dört element ile olmakta. Tıpkı, bakliyatın kelebek doğurması ve çoğaltması gibi çoğaldı tüm yaşam.

Bilen ile bilmeyen benin, kendi yaratılış öyküsünü okudunuz…

Exit mobile version