Site icon Yuvaya Yolculuk Dergisi

Hüveyda

Sana bir hüveyda olan sana senemdir. Bir yoldaş kuştur o. Kana aşıktır.
Belli ki bir kırmızı sevdadır ona güç veren, yoksa her geçe yolu geçer zümrüt mağaralardan
Ve o yolun sonu zardan buluttur.
Sen ise göklerden aramışın hep
Bilmezdin ki o hep kile aşıktır.


Seni dinlemek ister, belki de kildeki iki damla kan,
Onun için en güzel, sırlı maşuktur…
Bazen bir kitaptır, bir söz bir satır olur çıkar karşına, sizi, bize anlatmaya başlar.
‘Bunlar benim içime sığamaz’, dersin sen, oysa ağzındayken sözle evlenir hissin, yuttuğun suya hemen yayınlar şarkı, içindeki işletmeci işini bilir, hemen bu nakşı da buhara salar, buhar gider buluta karışır, işte asmana yazmak böylece sürer…
Yukarıdan bakarsın şimdi şu küçük kıza, babası göç etmiş, abiye yazar:
Uyan Abi, uyan, sen şimdi uyanmazsan ne sen beni ne ben seni tanıyamayız’.
Yedi ülkedeki kardeşlerine ve tüme yayılmış sülalesine haber salar,
Nasıl mı yapar: uzun uzun indigo renkli ipek ipliklerden kumaşlara, siyah hiyerogliflerle, mektuplar yazar. ‘Anam da çok özlüyor sizi’ – eklemeyi de unutmaz dikey hattın sonuna.
Sonra boğazından kimsenin duyamayacağı rüzgar hışırtısı akar: belli ki bu sefer mektuplarla konuşur:
Beni tanırsınız, ben çoktan meşrebim ki zaten, siz uçun, akın akın akan derelerden geçin, kim dilerse onun içine konun…
Ve bir simya daha gerçekleşir işletmesinde: o rüzgarda salınan kalın kumaşlar akıl almaz hızla ince ince örülen şeffaf şal olur (halden anlayan anlar ki zaten)…
Velhasıl kelam, ben size kısaca şöyle çevirim:
Ana’sı ışıktan origami tarlasını yaratmış önce
Abisini göndermiş tarla sürmeye ve düzlemeye
Yengesi toprakta bir bebek bulmuş
Babası bebeğin içine üflemiş ve sadak kurmuş,
Kız büyümüş yar aramış yay olsun diye
Ki Zühel’den gelen oklar birikmiş
Sol yandan sağ yana atmak umutmuş.
Yaz güne Kış günü denklendiğinde
Ay iki doğurup tek Kut olursa
İki göz aşkını anlatan ezgi
Sağ kulak soluna fısıldar şimdi
En küçük parmağın Baş parmağına
Öteki destandan el sallar sana
Hatta her sabah ve akşam ve sonrasında, hiç gitmeyen ne sen onu ne o seni terk etmeyeceğine inandığınla, lale tarlasında bir düşe dalmak…

Exit mobile version