Site icon Yuvaya Yolculuk Dergisi

İnsan bir kaynak mıdır, bir değer midir?

Eskiden Personel veya Bordro Yönetimi anlayışıyla yönetilen çalışanlar uzun bir süredir İnsan Kaynakları adlı yapılarla yönetiliyor.

Hiç kuşkusuz, bir yöneticinin hedefine ulaşıp ulaşamaması elindeki kaynaklara bağlıdır. Zaman, bilgi, bütçe ve hammadde hemen akla gelebilecek kaynaklardandır ve neredeyse her sektör için geçerlidir. İşleri ve projeleri yürütürken çalışanların ve ekiplerin rolü de, elbette çok önemlidir, hatta başta gelmektedir.

Şirket veya kurumlarda İnsan Kaynakları adıyla oluşturulan yapılar da, çalışanların sadece özlük haklarını değil, aynı zamanda eğitim, motivasyon, performans ve kariyer gibi alanları da içine almaya başladı. Ülkemizdeki şirketlerde adları İnsan Kaynakları olan bölümlerin ne kadarının bunlara aynı derecede önem verdiği kocaman bir muamma olsa da, artık yirmi birinci yüzyılın bunların dahi çok ötesine geçeceği bir gerçektir. Çünkü bir çağ atlamak, başka bir yüzyıla geçmek, sadece 4,5G hızına geçmek demek, değildir.

İş yapış biçimleri, prensipler ve davranışlar da değişmelidir.

Çalışanları düne kadar şirketin sadece bir kaynağı olarak gören, personel kaybetmeyi önemsemeyen, çalışanların mutluluğuna sözde değer veren şirketlerin de, insan kaynakları yöneticilerinin de devri geçmek üzere…

Kabul etmeliyiz ki, insanı salt bir kaynak olarak değil, bir değer olarak gören şirketler ve kurumlar, öne çıkacaklar.

Bir yanda görevler, unvanlar, prosedürler ve beklentiler vardır. Diğer yandaysa unutulan veya görmezden gelinen duygular, içgüdüler ve hayaller vardır. Evet, çalışanlarınızın duyguları ve hayalleri… Bunları bilmeden, görmeden, düşünmeden nasıl bir sonuç almayı bekliyorsunuz?

Şunu aklınızdan hiç çıkartmayın… Her insan eşsizdir. Sizin şirketinizdeki ve kurumunuzdaki her insan da, eşsizdir. Bunu bildiğiniz ve onlara dokunabildiğiniz ölçüde bu kıymetin farkına varabilirsiniz. Değerlerinizin farkında olun ve onları bir cevher gibi işleyin. Göreceksiniz ki, hepsinin günyüzüne çıkmayı bekleyen yetenekleri, körelmiş yetkinlikleri, içine attıkları arzuları, ket vurdukları hayalleri var. Kimisi bir başka çalışanınıza bir şey öğretmek için bekliyor, kimisi kafasında hapsolmuş parlak bir fikri çıkarmak için çekiniyor, kimisiyse öne çıkmak için saklanıyor…

Bunları önemsiz görüyorsanız, o zaman boş verin. Çünkü sizden önce binlerce yönetici zaten bunu hiç umursamadı ve hep boş verdi.

İnsan Değerleri bölümlerini açanlara bu yüzyıl kutlu olsun… Belki bu yüzyılda da, uzayda yaşam bulamayacağız, ama insanların kalbine dokunabilmeyi başaracağız.

Exit mobile version