‘Ruhsal yolculuğun kabul kapısından geçerken, yolcu payına düşenden memnun olmayı öğrenir, Tanrı’yı içine daha çok alabilmek için yüreğini genişletmede, başarısız denemelerin ve ıstırabın bile faydası olduğunu görür. Ama Yaşamdaki her Şeyi kadere bağlamaz.
Tanrı verir, ama kişi çalışmalı, bedenine ve onun ihtiyaçlarına saygısızlık etmemelidir.’ Perle Epishtein
Çok uzun zaman önce Ben’im yolculuğumdaki ‘Kabul Kapısı’ndan sonra başka bir dönem başlamıştı. Belki dersiniz ki daha mı uysal oldun daha mı kabullenici teslimiyetçi oldun? Hayır. Kaderimin çok farklı olacağını kabullendim. Savaşçı olmam lazımlığını. Korkarak veya korkmayarak – fark etmez ama Kalbimin peşinden gitmek zorunda olduğumu. Bu dönem farklı eylemler, farklı fikirlerin tohumunun atılması, farklı devinimler, yeni ritimlere aşına olmaya başlamak, zihni yeni düşünce sistemine yönlendirmek gibi bir hazırlık evresiydi ve buna alışmak lazımdı. Gelecekteki oluşumlar için ilk deneyimlerdi, bir nevi pratik alıştırmalar, ilk adımlar – cesarete öğrenmek, bazı sınırlayıcı etkenleri aşmayı, ‘Kestirme Yolları’ keşif etmeyi ve kaşif korkusuzluğuyla doğru anda ve doğru yerde tevekkel etmeyi, riske atılmayı öğrenmektir amaç.
Öncesinde korkudan, cesaret yetersizliğinden tir tir titreyerek de olsa, her şeye rağmen her şeyin önceden belirlenmiş olduğunu ama gerçekleşmesi gereken bir iş için sizin katılımınızın kaçınılmaz olduğunu anlamaya başlarsınız… plan içinde plan, bağlantısız gibi görünen bölük pörçük parçaların arkasında tek projenin olduğu, dışa yansıyan eylemlerin kökünde kendini ısrarla, inatla anlatmaya, göstermeye çalışan kuralların olduğunu iç gözlerinizle görmeye başlarsınız. İlahi Plan’a her kes her şey dâhildir. Ama bir ruhsal yolcu, belli aşamadan sonra bunu mistik önseziyle çok net algılamaya başlar. Algılarına uyduğunda, pişmanları, küçük planların soruları-sorgulaması olmaz.
Bunu kabullenmekte direnirseniz, anlamadan da aynısını yaparsınız zaten! Çünkü siz tıpkı saat mekanizması ya da evrenin işleyişi gibi büyük Devre’nin parçaları olan önemli döngülerdeki önemli faktörlerden biri olmak zorundasınız. Genleriniz bunun için seçilmiştir. Aileniz (aynı anda hem negatif hem pozitif etkenleriyle) yolcuyu buna hazırlamıştır. Doğduğunuz memlekette ve yaşamınızın önemli dönemlerinde buna hazırlayan katalizörlerin etkisinde kalmışınızdır. Çoğunlukla bazı katalizörlere rağmen güçler ve direnişler oluşturmayı öğrenmek zorunda kalmışınızdır. Bütün ömrünüz devamında benzer insanlarla, benzer durumlarla karşılaşırsınız. Bazı çıkmaz çemberlerden bıkarsınız, zinciri kırmaya zorlanırsınız. Uslanmaz inatlarınız olur belli konular ve alanlarda. Şah damarınızdan darbe yemiş gibi olursunuz o inadınızdan, tutkunuzdan caydığınızda. İnatlarınızdan vaz gezmezseniz de zorluklar yaşarsınız ama, belli rehberlerin desteğini de almaya başlarsınız yolculuğunuzu sürdürmek için.
Evet. Benim Kabul anlayışım böyle. Derin uçuruma atlayacaksın diyorsa Ses, atlamak lazım. Derinliğin Ötesindeki Karanlıkta demektir benim aydınlığım. Tıpkı inci elde etmek istiyorsanız o ulu suların en dibine inmeniz şart olduğu gibi…