Site icon Yuvaya Yolculuk Dergisi

Kendimizi cezalandırmaktan ne zaman vazgeçeriz?

Çok sevdiğim bir açıklama var; karanlıkta olanı göremezsin, bu yüzden de fark edip değiştiremezsin.

Arketiplerden Sabotajcı Arketipi…  Her birimizde var olan, insanlığın var oluşundan her birimize aktarılanlardan.

Düşünün bir kere, bir ben var benden içeri, beni sabote eden. Hem de hayatımı, duygularımı, düşüncelerimi, ilişkilerimi, sağlığımı kısaca ben beni.

Aynı kendi kendimin yolunun üzerinden çekilme sözünde olduğu gibi.

Biz Dünyada kendi kendimizle uğraşmak için mi varız? Uğraşmak, sabote etmek, yollarımızı çetrefilleştirmek.

Öğrenmek, gelişmek üzere, burada olup kendimizi sabote etmek.

Dualite Yasası… Aksi olmadıkça bir tarafı anlayamadığımız. Yani kendimizi sevmek için önce cezalandırmalı sevmemeli miyiz? Gülmek için önce ağlamayı mı öğrenmeli? Durmak için koşmak, koşmak için durmak dualitenin içinde öğrenmek demekse.

Acaba bütün bunlar sadece kendimiz cezalandırma ile sevmeyi öğrenmek midir?

Tam bu deli sorularla şöyle bir niyette bulunuyorum; artık kendimizi zorlamadan sevgi ile gelişmeyi bilelim. Herkesin gelişim süreci farklıdır ve farklı boyuttadır. Bunu saygı ile karşılayıp kendimizi bilerek ( karanlıktan çıkarıp, fark edip, bilip ) cezalandırmaktan vazgeçerek yaşamak üzere güzel günlere ….

Exit mobile version