Sevgiden daha yüksek başkaca da tapınacak bir din yoktur. Tabii ki kimin hangi pencereden baktığına bağlı. Meditasyon yap, dans et, şarkı söyle ve kendi gönlünün derinliklerine dal, hepsi serbest ve hiçbir şekilde yasak veya dayatma yok.
Kuşların ötüşünü daha dikkatli dinle ve etrafındaki doğanın tüm güzellikleri değerlendir, göreceksin ki içindeki istek ve arzuların toplamını orada bulursun. Çiçeklere hayranlıkla, büyük bir hayretle bak ve onların nasıl güzellikleri sana yansıttığını dikkatle izle. Sonra da dönüp, kendine bak ve kendini sürekli her şeyi biliyorum edasına kaptırıp bilgili olmaya asla ve asla çalışma, her şeyin olağanlığını bozarak, her şeyi kendi istediğin şekilde dizayn ederek etiketlemeye çalışma.
Oysa ki etrafındaki bulguları irdelediğinde zaten her şey sana verilmiş durumda. Bilgililiğin aslı, her şeyi irdeleme, algılama, yoğunlaşma ve sevgiyle bütününle pay etme sanatıdır. İnsanlarla tanış, insanlarla kaynaş, mümkün olduğunca fazla insanla birlikte ol, çünkü her bir insan varoluşun başka bir yüzünü ifade eder. İnsanlardan öğrenebileceğin her şeyi öğrenme çabasını göster.
Korkma.
Varoluş senin düşmanın değildir. Varoluş senin ana kaynağın ve senin özündür. Varoluş seni her zaman ve her yoldan desteklemeye hazırdır. Varoluşu fark edip, ona güvendiğin zaman o an’da içinde bir enerjinin yükseldiğini hissedeceksin. Bu enerji sevgidir. Bu enerji tüm varoluşu kutsamak ister, çünkü o enerjinin içinde insan kendini kutsanmış hisseder.
Eğer sen kendini kutsanmış hissediyorsan, bütün varoluşu kutsamaktan başka ne yapabilirsin.
Çünkü en yüce varoluş sensin. Fakat her an‘ında ‘Ben‘ olmayı başardığında her şeyin ‘Ben’ ve her şeyin ‘ben’im içimde olduğunu anlamış olacaksın.
Çünkü sevgi bütün varoluşu kutsamak için duyulan derin bir arzudur…