Site icon Yuvaya Yolculuk Dergisi

Cevapsız sorular

Her zaman kafamı kurcalayan bir soru olmuştur. ‘’ Ben kimim? Neden varım? ‘’ Benim hayattaki amacım nedir?

Ben her zaman tüm insanların daha doğrusu tüm canlıların bir amaç uğruna dünyaya geldiklerine inanmışımdır. Fakat büyük resmi görebilmek hep bir muamma olmuştur.

Henüz insanoğlunun çözemediği yüzlerce soru, bilinmeyen varken bazı şeyleri anlamlandırmak mümkün değil. Ama bir şekilde ben herkesin birbirini etkileme gücü olduğuna inanıyorum. Tabii bu dalgalanma ne zamana kadar etkileşim içinde olur, ne kadar etki eder bilinmez. Ama bir şekilde yaşam çiçeğinde olduğu gibi bağlıyız hepimiz birbirimize. Bu sebeple insan sadece kendi yolunda kendi yaşam amacını çözmeye ve onu gerçekleştirmeye çalışırsa kelebek etkisi gibi tüm insanlığa illaki küçükte olsa bir katkı sağlayacaktır. Aynı bir saatin içindeki dişliler gibi… Bir tanesi kırılsa saat düzgün çalışmaz, hatta durabilir.

Bazen size de olmuyor mu? Sanki size doğru yaklaşmakta olan iyi, kötü, güzel, çirkin bir şeylerin geleceği hissi. Ben bu duyguyu sık sık yaşıyorum. Bazen bazı küçük işaretler oluyor, hissediyorum. Ama bütününe erişemiyorum. Peki ama neden ve nasıl hissediyorum bu duyguları? Ortada hiçbir sebep yokken bilinç altıma kodlanmış gerçeklikler sebebiyle mi? Yoksa gerçekten bir şeyler gerçekleşmeden önce insan oğlunun algılama yeteneği mi var? Cevabını bilmediğimiz milyonlarca soru var. Ama bağlantılar da her zaman var.

Gökyüzü, inanışlar, bilimsel kanıtlar, hisler, olmuşlar, olacaklar, geçmiş zaman, gelecek zaman, olasılıklar, paralel evrenler, teoriler, somut gerçeklikler… Hepsi ama hepsi bilinmeyen her şey bütünün bir parçasını oluşturuyor. Peki ama bütünün amacı ne?

Belki de zamansız bir evrende, zamansız bir yerde, geçmiş gelecek zaman, gelecek zaman ise geçmiştir kim bilir? Bunca şeyi düşündükçe bir yerde duvara çarpmış gibi oluyor insan.

Mesela neden hep bir sınırımız var? Bazen sanki bir simülasyonun içinde sıkışmış kalmışız gibi düşünüyorum. Sınırı geçmeye çalıştığımız anda game over oluyorsun ve oyun bitiyor. Belki bir yerlerde tekrar başlıyoruz onu da bilemiyoruz. Ve bunca şeyi düşündükçe yaşam amacını bir kez daha sorguluyor insan. Ben gerçekten kimim? Yaşamdaki amacım nedir? Tek bildiğim bu sorunun cevabını bazılarımızın bildiği, bazılarımızın ise cevabı bulmaya çalışan birer öğrenci olduğudur.

Cevapları bulsak da, bulamasak da bir şeyden çok eminim. Kalbimi verdiğim hiçbir yoldan pişman olmadığımdır. Çünkü sadece hissettiğim sürece varım biliyorum.

Umarım hepimizin yaşam amacını bulabilmesi ve gerçekleştirebilmesi dileğiyle…

Exit mobile version