Yaşamda niceliklerin (azlık çokluk; sayısal, maddi değerler) değil niteliklerin (erdemler; sayılarla tanımlanamayan manevi değerler) değerli olduğunu anladığın gün ilk uyanışını gerçekleştirirsin ki bu aynı zamanda zihnin ötesine geçmeyi becerdiğini gösterir.
Nicelik odaklılık, kıyaslama ve rekabeti beraberinde getirir; kendini biricik bir varlık olarak görme becerini yok eder.
Bir süre sonra hırslı ve inatçı bir insan olursun. Böyle insanlara bak, onların nelere yapıştığını gör; ne dediğimi anlarsın.
Nicelikler somuttur; onlara yapışma olasılığın her zaman vardır. Nitelikler ise soyuttur; onlara istesen de yapışamazsın.
Soyut olan somut olanı etkiler ancak somut olan soyut olanı etkileyemez; niteliklerin niceliklerden değerli olduğunu buradan da anlayabilirsin.
Örneğin; varlıklı olman seni dürüst bir insan yapmaz ancak dürüst bir insan olman seni varlıklı bir insan yapabilir.
Yeterince insan buna inandığında, ‘100. maymun’ gözünü açar ve dünyada adalet, barış ve huzur sağlanır…