Bir haller oluyor, bu artık kesin,
Şizofrenik sanrılar değilmiş meğer,
BİR HALLER OLUYOR, ÇOK GARİP HALLER…
‘BU BİR DEVRİM DENEYİMİDİR’, diyor Baba –
Şuur aynasında göz göze geldiğimiz anda.
Tartışmıyorum Onunla, ama:
“Devrimleri sevmem’, felaketler getiriyorlar“, diyorum.
‘Bu başka bir Devrim, anlayacaksın,
Tanrısal bebekler yapacaklardır Onu,
hem devrimler Evrimi hızlandırırlar’
Çatışma ve Aşklar gibiler…
Ve Ağaçlar bile isyan edebilirler:
Yeşil savaş Fillerini görebilirsin,
Dikkatli bak: safları düzgündür.
Ustalarını dinle, anlatırlar sana gönüllü ızdırabı:
Yaşamak, acı- ekşi- şirin-basit-büyülü bir Hazdır,
Sinsi ve Aydınlık renkleri vardır.
Ki eskidikçe güzelleşen,
Aslında tek Helezon olduğunu anlatan,
Büyük İllüzyon
Zamanın dikey yolculuğundaki heyecan
Her yeşeren ve sararan yaprağın coşkusu gibi,
Sabrın olgunlaştırdığı bir kozmolojik Haz…
Hatırla hatırla hatırla yeniden!
Hatırlayın mavi kanatlarınızı,
Köklerini anımsa,
özündeki canlı Kitabı,
Kavminin Sırrı yazılıdır:
Kimlerdensin ve nereden!
Geldiğin yıldızı bul Gökten!
Boerte, Boerte, Boerte Han-
kaç duşmanın elinden!
Atını bul yeniden!
kervanını toparla baştan,
Çölünü geç, aş dağları, bul Ege’yi!
dört sütünlü,
gür nakışlı
kur çadırını
sevgili eşini kurtar düşman uykudan,
Kül basmış Ocağına ateş yak, yemek yap sevgiyle,
Doyur cılız ama inatçı çocuklarını
Yanakları kızarsın yine eskisi gibi
Kasende su tut kavmine
Kadim ezgini söyle durmadan,
rüzgârlar yaysın dört yana
sulara salsın Yayık han
Ve sıradanlaşmış kıyametin hezeyanında
İçinizde açılacak Göklerin Gözü,
ÖĞRETECEK Zamanın Sırrını,
Anlat kavmine, hazır olsunlar
Koptuğunuz yerden devam etmeye…
Bu
Sefer
Kesin
ZAFERLE
Gelin
BABANIN
Önüne!