Bizler bu yaşam sahnesine kendi kader planlarımızla doğan ruhsal varlıklarız. Kendimizi gerçekleştirmek için türlü deneyimlerin içinden geçeriz hakkımızca. Farklı yaşam derslerimizle ilerleriz tekâmül yolumuzda. Bir takım kadersel etkiler alarak, nice fırtınalara maruz kalırız sonra yaşam deryasında. Karma yasasına göre serilir önümüze bizi bekleyen yaşam derslerimiz usulca. Ve yüzleşiriz yeri geldiğinde, karanlıkta kalan yanlarımızla zaman içinde hepimiz.
Bize armağan olarak sunulmuş dünya yaşamımız, öncesinde ruhsal akitler verip… Ardından kendimizi ruhsal varlığımızla yeniden tanıyarak, unuttuğumuz hakikatimizin arayışında olduğumuz bir yolculuk değil mi? Gölge yanlarımızla yüzleşmediğimiz sürece, özümüzle buluşabilir miyiz? Gönül perdemizi indirmeden, yaşamın hakikatlerine varabilir miyiz?
Sen… Bugünlere hangi davranış kalıplarını getirdin? Hangi duygularının seni yönetmesine izin verdin? Hangi engellerde her seferinde tökezleyip düşüverdin? Hangi döngülerle her defasında tekrar karşı karşıya kaldın? Hangi durumların karşısında kendini savunmasız hissettin? Bu yaşamda nedir varoluş nedenin? Hiç düşünmez misin?
Yaşamın hakikatini okumayı bilenler için hiçbir şey saklı değildir. Tüm kadim öğretiler rehberliğini sunar arzu eden yaşam yolcularına. Uzak geçmişin üstü örtülmüş sırları, spiritüel öğretiler ya da astroloji biliminin bize sunduğu bilgiler… Ve daha nicesi yolumuzu aydınlatır bilginin ışığıyla.
O vakit yaşamı gönül gözünle okumaya ne dersin? Dünya sahnesinde hangi olaylar günümüzde önümüze serilmekte? Hangi köhnemiş değerler yüzümüze çarpmakta hakikatini? Önce kendimizle ve sonra diğerleriyle kurduğumuz ilişkiler bize neyi hatırlatmakta? En derin acılarını nasıl bir tutumla örtmekte insanlık? Hangi konularda dengeyi kaybettik? Ve hangi korkularımız nedeniyle cesaretimizi yitirdik? Tekâmül yolunda yaşam derslerinden kaçabilir mi insan? Gölgeleriyle yüzleşmeden özünde saklı aydınlığına ulaşabilir mi?
Kişiliğimizin karanlık yüzüdür gölgelerimiz. Bir türlü kabullenmediğimiz saklı yönlerimizdir. En büyük korkularımızla, en derin arzularımızla ya da içsel çatışmalarımızla beslenerek, karanlıkta kalan yanlarımızdır gölgelerimiz. Görülmeyi bekler. O cılız sesinin duyulmasını bekler. Bilinmek ve anlaşılmak ister. Sevgiyle kabullenilmeyi ve şifa görmeyi bekler. Nihayetinde her insan, yok saydığı gölge yanlarıyla cesaretle yüzleşebilmeli yaşam yolculuğunda.
Bilinçaltımızda sakladığımız tüm korkularımızla yüzleşme zamanı artık. Tüm olumsuz düşüncelerimizi ve duygularımızı tanıyıp dönüştürme zamanı. Bizi her defasında aşağıya çeken tüm karmik yüklerimizden özgürleşip arınma zamanı.
Dışımızda ve içimizde kopar nice fırtınalar belli ki… Her insanın kendi gölgeleriyle yüzleşme zamanı artık. Hepimiz kendi gerçekliğimizi yansıtırız bu yaşam sahnesine oysa ki. Tüm insanlığın bu yaşam tarlasına ektiği her tohum, hasat vaktine gebedir ne yazık ki… Tüm dünya insanları olarak hangi duyguları ve düşünceleri tohum olarak ekiyoruz dünya tarlasına düşünmez miyiz hiç. Nasıl bir gelecek düşlüyoruz bizler yaşam sahnemizde?
Sen düşlerini izlersin bu dünya sahnesinde unutma! O derin uykundan uyanıp şimdi yaşamın sana izlettiklerini gönül gözünle okuma zamanı. Gölgelerinle yüzleşmediğin takdirde buluşabilir misin öz varlığınla. Bir an evvel özüne dönüp, sende var olan ışığını yaşama daha güçlü yansıtabilmelisin. Tüm korkularınla yüzleşip, kendinle tamamlanma zamanın şimdi. Duygu ve düşüncelerini saf sevgiyle dönüştürme zamanın şimdi. Dışarıyla olan kavganı bitirip, içsel çatışmalarını çözme zamanın şimdi.
Bizler bu yaşam deryasında, nice fırtınalar içinden geçeriz zamanlıca. Bireysel ve kolektif olarak, kader planımıza göre belli döngüler içinde buluruz kendimizi. Hepimizin gölge yanları haykırır artık bizlere. Kaçındığımız gölgelerimizle bir an evvel yüzleşmemiz gerektiğini.
Öyleyse dışarıyla olan kavgamızı bitirip, iç dünyamıza cesaretle yolculuğa çıkma vakti. Karanlıkta kalmış gölge yanlarımızla kucaklaşıp, öz varlığımızla buluşma vakti. Tüm korkularımızdan sevgiyle azat olma vakti. Unutmayalım ki… Bizler özümüzde saklı ruhsal bilgeliğimizle aydınlık yarınların yaratımını, özgür seçimlerimizle her an yeniden yapabiliriz. Bizler ruhsal kudretimizle karanlığı aydınlığa dönüştürebiliriz.
O vakit kendimize dönüp derinlemesine düşünelim… Nasıl bir gelecek vaat ediyoruz düşlerimizle dünya insanlığına?