Dünya yaşamında gerçekliğimiz her an düşlerimizin yaratımıyla şekillenir. İnsan duygu ve düşüncelerinin etkisiyle anbean geleceğini yaratan değil midir? İnsan ruhsal makamından bu yaşamı izleyen, deneyimleyen ve öğrenen değil midir? O vakit soralım kendimize bu yaşamda neler öğrendik? İnsanlık olarak kadim geçmişten bugünlere neleri deneyimledik? Kaç defa hasat edildik? Kaç defa bu yaşama tekrar tohumlandık? Yaşam devam ettikçe bitmez sorular. Sorularla devam edelim öyleyse yolculuğumuza…
Sen duygu ve düşüncelerine hangi tohumları ektin? Deneyimlerinle ruhuna hangi tesirleri aldın? Hangi titreşimde ruhsal enerji seviyen? Gerçekte sen kimsin ve nereden geldin? Aldın mı bu yaşamsal boyuttan ruhsal tekâmül derslerini? Varlığınla bu yaşamı nasıl etkiledin? Düşlerinle bugünlere neler ektin? Yaşamda varoluş amacın nedir? Bu zamanı neden seçtin?
Sen her gece farklı boyutlara yolculuk yapan kadim bir gezgin. Nice yaşamlardan geçip vücut bulmuşsun burada hatırla! Kalp gözünle bak, uzak geçmişten bugünlere oynanan tüm kurgulara. Dinle yüksek benliğinin sesini kararlılıkla. Sana her anınla sende olanı hatırlatmakta. Sessizliğin koynunda yönelir misin içsel dünyana. Okur musun bilinçaltında saklı, sonsuzluğun derin bilgilerini. Orada neler sırlanmış. Gönülden iste ve ara!
İnsan maddesel boyutta ete kemiğe bürünmüş ruhsal bir varlık. Ruhunun sesine kulak kapatırsa, üç boyutlu matriks yaşamında gerçeğine uyanmadan dönüp durur nafile. Kendinden kendine olan bu sonsuz yolculukta, insan her daim ruhsal özünü arayan. Ruh deneyimlerle olgunlaşır düştüğü yaşam sahnesinde. Düalite boyutunda dışarıdan aldığı tesirlerle, deneyimlerinden öğrenerek yükseliş tutkusuyla yol alır kaynağına. Arayan zihinlere bilgi her zerresiyle yerde ve gökte. Önemli olan bilginin içselleştirilerek, bilinç düzeyini yükseltmesi ve ruhu hakkınca beslemesi. Ruh makamından boyutsal âlemlere yolculuk yapan. Ruh deneyimlerinden öğrenerek, 7 kat göğe yükseldikçe yükselen. Öyleyse EPİFİZİN sırrını ARA!
İnsan ruhunu neyle beslerse, yaşama onu tohumlar. Sevgi, güzellik, iyilik, merhamet, bolluk, umut, neşe ve daha nice yüksek titreşimde duygu ve deneyimlerse ruhunun besin kaynağı cennet tohumlarını eker yaşamsal boyutuna. Korku, nefret, kötülük, hırs, kıtlık, düşmanlık, acı, hüzün, umutsuzluk ve çaresizlik gibi düşük titreşimde duygu ve deneyimler yüklerse ruhuna, sıkışıp kalır ördüğü kalın duvarlar arasında.
İnsanlık düşmüş 3B matriks boyutuna kadim zamanlarda. OKU der öğretiler hatırla! Okumaz mısın neler kurgulanmış sayısız âlemlerde. Görüp bakmaz mısın nice kadim yapıtlar hangi sırları saklar. İç içe geçmiş boyutlar âleminde hangi perdeler inmişte, gizlenmiş nice bilgiler. Yoksa sınırlanmış duyularınla gördüklerinden ibaret mi sanırsın yaşamı. Uyanmak istersen eğer, görünenin ardında saklı olanları ara! Oku, araştır, incele, dinle ve izle! Yeter ki öğrenmek iste! Aldanmadan sana dayatılanlara, özgür iradenle sen ara gerçeğini. Aklınla kalbinin efendisi ol! Ruhunun kudretiyle onurlansın yaşamın. Sen bu yaşamı deneyimlemek için seçenlerdensin unutma! Deneyimlerinle güzellik kat yaşama.
Dışarıda olan senin pencerenden görüp anlamlandırdığın düşlerin oysa. Gördüğün, işittiğin ve dokunduğun her şeyin tutunmadan geç ötesine. Tutunduklarından özgürleşebildiğin kadar hür olur ruhun. Göremediğin, duyamadığın ya da dokunup hissedemediğin belki nice hakikatler var daha bilmediğin. Sınırlı algılarınla sana perdelenmiş olabilir mi çoğu şey bir düşün. Yok hükmünde olmasın senin için bazı şeyler, genişlet algını ve daha derinlemesine hisset tüm olanları. 3B yaşam sahnesinde kurgulanmış olanın içinde kaybolma sakın UYAN! Aç gönül gözünü, donat bilgiyle zihnini ve doysun ruhun öğrendiklerinle. Deneyimlerinle yükseltirsen bilincini, yoluna engel tanımazsın.
Yaşam sahnesinde olanları gönül gözünle izle. Açlık, kıtlık, hastalıklar, nesli tükenen hayvanlar, genetiği değiştirilmiş olanlar, içtiğin sular, soluduğun hava, iklim felâketleri, dengesi bozulan doğa, azalan su kaynakları, küresel ısınma, yanan ormanlar, kutuplarda kayma, buzulların erimesi, güneş patlamaları, gök kubbeye fırlatılan uydular, sözde akıllı şehirler ve yapay zekâ çalışmaları derken… Gelecek diye beklediğimiz, nasıl bir yere evrilmekte hiç düşünür müsün sen?
İnsan düşlediği yaşamı kurgulayan ve yaşayan. En son hangi cana dokundun ruhen ve kalben. En son hangi bitkiyi suladın sevgiyle. Güneşi selamlayıp, kuşların cıvıltısıyla en son hangi sabaha uyandın. Kapında yatan kediye bir lokma katık verip, sokak arasında hangi köpekle göz göze gelip selamlaştın. Elindeki oyuncağını bir köşeye bırakıp, salonunda duran kutunun sihirli düğmesini kapatıp, ruhunu hangi güzel melodiyle besledin hatırlar mısın? En son hangi yazarın kitabını heyecanla bekledin? Hangi satırların arasında saatlerce kayboldun? Yediğine, içtiğine ya da soluduğuna hiç dikkat kesildin mi, nedir sağlığına fayda ve zarar etkisi. Kimlerle oturup kalktın ve kimlerle dost oldun? Ne verdin samimiyetle ya da ne aldın? Her gün zihninin raflarına hangi yeni bilgileri ekledin? Sözcüklerin ne söyler sana ve gayrısına? Düşüncelerini ne besler? Doğayı hangi düşlerinle tohumladın? Önce kendinle uyumu yakaladın mı? Peki doğayla uyumun nasıl? Sokaktaki hangi çöpü için sızlayarak yerden alıp, neleri doğaya atık olarak bıraktığını hiç düşündün mü? Toprak ve su bir gün sana küserse, yaşam kaynağını neyle beslersin ya bunları hiç düşündün mü?
İnsan düşünen, sorgulayan, öğrenen, değişen, gelişen ve dönüşen bir varlık. İnsan ruhuyla her an yaratımda olur. Düşüncelerimiz, duygularımız ve deneyimlerimizle yaşam sahnesi her an değişebilir nitelikte bir matriks alanı. İyilik ve kötülük, aydınlık ve karanlık, bolluk ve kıtlık, güzellik ve çirkinlik, sevgi ve nefret, varlık ve yokluk… İşler düalite prensibi kaçınılmaz, bu yaşam sahnesinde. Ruh deneyimlesin ve özgür iradesiyle yolculuğunu sürdürsün diye kurulur nice türlü matriks alanları. Düşlerimizle neyi seçtiğimiz ve deneyimlerimizle neyi ektiğimiz önemli. Her anıyla düşüncelerimiz kaderimizi ve kaderimiz yaşam döngümüzü belirler.
Bu boyutta ya da başka boyutlarda varlık gösteren tüm ruhlar, hakkı olana ulaşma gayretiyle sonsuz yolculuğunda. Yaşam bulmuş her canlı bir bilinç taşır özünde. Ruhsal seviyemizdir bizi bir şekilde yükselten ya da alçaltan. O vakit düşünelim, ruhumuzu neyle besliyor bilincimiz. Bilincimizi hangi güzel deneyimlerimiz besliyor hakkınca. Deneyimlerimizle hangi düşlerin içinden geçip gidiyoruz her defasında. Bizler bu zamanı hangi gereksinimlerle seçenleriz.
Düşlerimize, fikirlerimize, hissettiklerimize ve deneyimlerimize dikkat! Hepimiz her an kendi gerçekliğimizi yaratan kadim yolcularız!
Işığınızı, ruhunuzu ve hislerinizi ebedi korumanız temennimle! Sevgilerimle…