Site icon Yuvaya Yolculuk Dergisi

İdam değil insanlık geri gelsin

Küçükken kalplerine sevgi tohumları ekilmemiş çocuklar yetistirmiş bu toplum. Hatta bırakın sevgi tohumu ekmeyi, bir de kalplerinde yeşeren ne varsa koparılmış minik kalplerin. Alışılmışın dışında ürettikleri tüm özgün fikirlere ayıp denmiş, günah denmiş. Ve iyice kuraklaştıktan sonra kıvama geldiği düşünülüp kalplerinin üzeri betonla örtülmüş insanlığın.

İkilem de, asıl burada başlamış aslında. Nasıl mı? Dindar nesil yetiştirmek adı altında aileler minik minik çocuklarını din öğrenmeleri için dini kurslara yollamış, okullarda zoraki din dersleri verilmiş ama ahlak kısmı unutulmuş. Adam olmalarını umdukları çocukları dini bilgileri ezberlemiş ve uygulamış ama bir türlü hissedememiş içindeki sonsuz sevgiyi. Ve ahlak yapımız da, böylelikle kurban edilmiş olmuş…

Allah sevgisi ancak içe dönmekle bulunur. Dayatmayla, ezberle ve korkuyla öğrenilen şey asla din değildir ve hiç bir işe yaramayacaktır. Dolayısıyla ortaya çıkan çocuklar adam olmaktan ziyade işte tam da böyle bir hissiz robot nesil olacaktır. Din; her bireyin içsel dönüşümü ile kendini bulması sonucu yaşanmalı ve kaynağı saf sevgi olmalıdır. Dini ritüeller öğretilmek isteniyorsa kalplere önce yeterince sevgi verilmeli, ancak sonrasında ritüeller öğretilmelidir.

Robotik dindarlar değil, ahlaklı gerçek insanlar yaratmak olmalıdır amaç. Hunharca işlenen cinayetler ve tecavüzlerin hepimizi derinden etkilediği son günlerde içimiz yanarken nefret ile idamı geri çağıran bizlere düşen aslında insanlığı geri çağırmak olmalıdır. Ne yazık ki, ülkemizde dini kurumlar bile hala nişanlı ile el ele dolaşmak caiz değil diye açıklama yapabiliyor ve sevgisizlik yaymaya devam edebiliyor.  Dört yanımız ahlak yoksunu beton kalplerle dolu olduğu bu zamanda bu tarz vahşetlerin önüne geçmek her ne kadar zor görünse de, bizler yılmamalı ve yozlaşan tüm değerlerimizi tekrar tekrar onarmaya çalışmalıyız. Üstelik bize karşı olan tüm engelleri aşarak. Evet, bu artık bardağı taşıran son damla oldu ve çok canımız yanıyor…

Ama artık biliyoruz ki, Özgecanımız ve yitirdiğimiz tüm canlarımız için karanlığa ışık olmaya devam etmek yegane görevimiz artık. Gelecekte daha çok canımız acımasın diye Özgecanımız yaşam amacını tamamlamış olsun ve böylesine bir nefrete, hissizliğe karşı bir sevgi hareketi başlatabilmiş olsun diye. İdam değil, insanlık geri gelsin diye…

Exit mobile version