Bu dünyada,
Kötü kötülüğünü yapacak doğası bu…
İyi de iyiliğini, onun da doğası bu…
Şayet iyiliğin erdeminden bahsediyorsan kötülük yapana söveceğine, bela okuyacağına, doğana, yaradılışına uygun davran.
Yak ışığını ve saç iyiliğini etrafa.
Ödülü de, cezayı da Yaradan’a bırak.
Görmesini biliyorsan şayet ilahi adaletin her daim vuku bulduğunu da göreceksin.
Biliyorum kötüye, kötülüklere tahammülün yok hatta ‘Nasıl bu kadar kötü olabilir, nasıl bunu yapabilir’ diye söyleniyorsun. Belki de, söverek içindeki öfkenin kızgınlığın kırgınlığın patlamasını yaşıyorsun. Ama bir düşün bu çare mi? Senin tepkin ile kötü kötülüğünden vazgeçmiyor ki, aksine belki daha da alevlendiriyor. Onun için zor da olsa kabule geçmek gerekiyor. Kabul zordur ama dönüştürücüdür. Şayet iyiliğin erdeminden bahsediyorsan kabule geçip, kendi iyilik ışığını arttırmak zorundasın.
Nasıl mı kabul edeceksin? Bu dünyaya kaç yıl önce geldin? Sen geldiğinden beri bu dünyada kötülük hep var, sen doğmadan önce de vardı, sen öldükten sonra da olacak. Elbet kötü olarak gelmiyoruz bu dünyaya ama bu dünyanın aldatmacaları, zanları kişiyi kötü birine dönüştürebiliyor. Bu, bu dünyaya ait bir durum değil mi sence? Bu dünyada zıtlıklar var ki asıl olan zıddı ile bilinebilsin. Eğer ki tekamül için buradaysak, aslımıza varmak için buradaysak, sınavlar ve dersler için buradaysak asıl yerimize bu dünyada yaptıklarımızla beraber gideceksek elbette kötü ve kötülükler olacak bu dünyada. Neden var diye sorma, bu dünyada olduğumuz için var kötülük.
Kötülük yapan cezasız mı kalacak diye düşünebilirsin. Kabul bu mu sence? Ve adalet neden var? İnsanlar yasalar çıkarıyor, tabiİ ne yasa çıkarırsa çıkarsın adaleti mümkün değil sağlayamıyor. Ama bir yasa var ki, ilahi adalet diyoruz ya işte o hiç şaşmıyor aslında. Görebilene her daim vuku buluyor. Er ya da geç diye de bir şey yok tam zamanında hem de. Bu dünyada ilahi adalet ile iyi de, kötü de karşılığını görüyor aslında.
Düşün sen hiç birinin canını acıtmadın mı isteyerek veya istemeyerek de olsa. Mutlaka acıtmışsındır ve sonrasında yaptığının karşılığını almadın mı benzer bir olayla veya başka bir şekilde. Mutlaka almışsındır. Yaşadıklarına dön ve bir bak. Sen ne yapıp karşılığını aldıysan elbet diğerleri de yaptıklarının karşılığını alıyor. Bu idrak ettiğin an kabule geçiyorsun.
İyiye güzele dair ne varsa kötünün de olduğunu kabul ettin mi, işte o zaman kabulle birlikte içindeki ışığı da artırırsın. Enerjini; söverek, öfke duyarak değil, aydınlanarak ve aydınlatarak verirsin.
Sen şayet iyiliğin ışığını yakıp yayarsan sahip olduğun erdemler ile etrafındakileri de aydınlatmayı sağlarsın. Ve bu ışığın belli mi olur, gün gelir katı ve karanlık yüreği de aydınlatabilir.