Hayattan ve insanlardan neler istiyorsanız, onları önce siz verin çünkü o şeyler ancak kaynaktan çıkar, sonra yeniden kaynağa çekilir; sizde olmayanı kimseye veremezsiniz.
Kamyonun kasası, içindekiler boşaltılmadan yeniden doldurulamaz; bu söylediklerim sizi tuhaf ya da karışık gibi gelebilir ancak sistem böyle çalışır.
Her şey sizden sizedir; bunun için öncelikle içinizde olanı keşfetmelisiniz.
Bir şeyin önce mana karşılığı idrak etmelisiniz; o şeyi ancak bu şekilde maddeye dönüştürebilirsiniz.
Bu konu hak ediş ve liyakatla da ilgilidir; bir şeyi bilinç düzeyinde istiyor görünebilirsiniz ancak bilinçaltınız onu reddediyorsa o şey hayatınıza girmez.
Hak ediş ve liyakat ya da bunların tersi bilinçaltının kabul ya da red çığlığıdır; o kendini bu iki şekilde yüzeye vurur.
Aşk, para, ilişki, kariyer vs. de böyledir; çoğu kişi bu kavramların mana açılımlarını idrak etmeden her birini ete kemiğe büründürmeye, şekle şemale sokmaya çalışır; mutsuz, doyumsuz birlikteliklerini, severek çalışmadığı iş ortamlarını böyle yaratır.
Bu konuyu somut biçimde şöyle açıklayabilirim; bunun için geometriyi kullanacağım:
Diyelim ki sizin şablonunuz (mana) bir üçgen ve karşınıza bir dörtgen (madde) çıktı; işte çoğu insanın yaptığı budur, dörtgeni üçgenin içine sokmaya çalışır, tabii bu çabası başarısız olacaktır.
İki geometrik şekil ancak aynı biçim ve ölçüde olursa eşleşir; onları birbirine benzetme çabanız boşunadır.
Bu örnekten yola çıkacak olursak sonuç şu olacaktır; ancak manayı maddeyle bir ederseniz hayatınızdaki her şey yerli yerinde ve dengede olur, istekleriniz ancak böyle gerçekleşir…