Site icon Yuvaya Yolculuk Dergisi

Reddedilmeye hazır mısınız?

Kendimden biliyorum insan hayatı boyunca en az bir kere reddedilmiştir, ya da reddedilme durumuyla karşı karşıya kalmıştır…

Ancak şu da çok açıktır; kendilerine ve yaptıklarına inananlar, vazgeçmedikleri sürece istediklerini mutlaka elde etmişlerdir.

Bir hayalinizin, bir hedefinizin,

Bir amacınızın olması yaşam kaynağı, amacınıza ulaşmanız ise “mutluluk” kaynağınızdır…

Başarmak güzeldir…

Başarının anahtarlarından birisi de azimle “vazgeçmemektir”

Şimdi sizlere bir soru soracağım;

“Siz hiç reddedildiniz mi, ya da en son ne zaman reddedildiniz…”

Tarihe adını yazdıran “başarılı” kişilerin zamanında defalarca reddedildiklerini, ama asla vazgeçmeyi düşünmediklerini,

Reddedilmelerine rağmen amaçlarına ulaşmak için çalışmalarına devam ettiklerini, sonunda bunun ödülünü aldıklarını biliyor musunuz?

Reddedildikleri için hayallerinden ve amaçlarından vazgeçenlerin adını bilen yoktur, ama vazgeçmedikleri için direnenleri tarih altın harflerle yazmaktadır…

Şimdi sizlerle bu şekilde tarihe geçmiş, “reddedilmek güzeldir” diyebileceğiniz, bildiğimiz, tanıdığımız bazı ünlü isimlerin “reddedilme” öykülerini paylaşacağım…

 

Okul yıllarımda burnumda et olduğundan,  rahatça ve anlaşılır bir şekilde konuşamadığım için çok kez alaycı tavırlarla karşı karşıya kaldım.

Okuldan, öğretmenlerimden, yaşamdan soğudum, ama karşı komşumuz öğretmenlerin öğretmeni Nermin Ural teyzemin anlattığı şu öykü ile tutundum yaşama…

İlk çağın ünlü hatiplerinden kekeme olan Demosthenes; ilk kez topluluk karşısında konuşmaya başladığında halk ona kahkahalarla gülmüş ve kürsüden uzaklaştırılmıştı.

Buna rağmen içinde büyük bir hatip olma arzusu taşıyordu.

Çok çalıştı, ağzına deniz kıyısında bulduğu çakıl taşlarını koyarak ve dalga sesleri eşliğinde konuşma egzersizleri yaptı ve kendini geliştirdi.

Sonunda dünyanın en büyük hatiplerinden biri olmayı başardı…

 

Bizden ve benim gerçekten çok sevdiğim sanatına ve kişiliğine saygı duyduğum bir sanatçımızın başarı öyküsünü aktarmak istiyorum…

Büyük usta sanatçı Barış Manço, ortaokulda müzik dersinden ikmale kalmıştı.

Ancak vazgeçmeyip yeteneğinin üstüne giderek Türk ve dünya müziğine yön veren büyük müzisyenlerden birisi haline gelmeyi başardı…

 

Richard Bach’ın, gelişim düşkünlerinin severek okuduğu “Martı Jonathan” adlı kitabı tam 18 yayın evi tarafından reddedilmişti.

1970 yılında basıldığında ise büyük bir ilgi görerek, günümüze değin dünya çapında beğeniyle okunan kitaplar arasına girdi.

Walt Disney, farelerle dolu bir garajda “Miki Fare” (Mickey Mouse) adlı ünlü çizgi film kahramanını yaratıp şöhreti yakalayıncaya kadar onlarca işten ret cevabı almıştı.

Bir keresinde bir gazete editörü onda zerre kadar resim kabiliyetinin olmadığını söylemiş, ayrıca Disneyland’ı kurmadan önce birkaç defa iflas etmişti.

Genetik biliminin kurucusu Mendel de birçok kez istediği üniversitelere kabul edilmemiş ya da okumayarak yarıda bırakmıştı.

Hatta bitiremediği üniversitenin bir profesörü onun için “bir bilim adamı için gerekli olan berrak düşünebilme yeteneğine sahip değilsin” demişti…

 

Bir basketbol efsanesi olan Michael Jordan, lise takımı için yapılan ilk seçmelerde çelimsiz ve kısa boylu (1.80m) olduğu için takıma seçilemedi.

Tüm yılı antrenman yaparak geçiren Jordan, ertesi yıl tekrar şansını denedi ve bu kez takıma seçildi. Başarılarla dolu kariyerindeki ilk yenilgisinin üstesinden böylece geldi…

Ünlü girişimci Henry Ford’un, seri otomobil üretmeyle ilgili projesinin kredi talebi “otomobil ancak geçici bir moda” gerekçesiyle bir banka müdürü tarafından reddedilmişti.

Henry Ford, otomobilleriyle başarıya ulaşıncaya kadar tam beş kez iflas etmiş, ancak vizyonu ve azmi sayesinde otomotiv sektörünün kurucusu ve bir numaralı ismi haline gelmişti…

Ünlü müzisyen Beethoven, küçük yaşlarda keman tutuşunu beğenmeyen hocası tarafından “müzisyen olamaz” denilerek göz ardı edilmişti…

 

Ünlü romancı Charles Dickens; geçinmek için girdiği bodrum katındaki işinden arta kalan zamanında öyküler yazdı.

Fakat yayıncılara gönderdiği bu öyküler sürekli reddedildi.

Ta ki bir gün olumlu yanıt alıncaya kadar…

Biliyor musunuz; İtalyan tenor Enrico Caruso’nun, müziğe başladığı ilk yıllardaki hocası onun için “sesin pencere kenarından giren rüzgarın çıkardığı ıslık sesine benziyor” demiş ve ona ders vermeyi reddetmişti.

Ancak Caruso azmi ve kararlı çalışmasıyla daha sonra dünyanın en büyük tenorlarından biri olmayı başardı…

 

William Mc Fee diyor ki: Dünya karşılaştığınız fırtınalarla değil, gemiyi limana getirip getirmediğinizle ilgilenir…

Mutluluğu asla reddetmeyin…

 

Exit mobile version