8 Şubat’ta Zodyak’ta Yeniay Kova’da, iki gezegenin arketip deneyimleriyle doğuyor. Zamanın,Yasanın,özdisipinin öğrettikleriyle Satürn, Değişimin,Dehanın,Devrimlerin öncülüğü ile Uranüs… Bu dönemin gerilimli gündeminde geri dönülemeyecek kadar zorlayıcı etkilere merhaba!
Bireyselliğimizi gerçekleştirmenin inadımızdan veya içsel olarak artık zamanı gelen değişimlerden çıkışını bulmak,kuralların değil bütünün ve birin parçası olduğumuzu idrak etmenin deneyimleri var. Denemekten çok yapmaya sorumlu kılan bir Yeniay var. Kova Yeniay’ları ideal olanı,bireyden ortak alana taşıyan, işbirliğinden çıkan ışığı destekler,
İdeal ve ileri olanla bağlantıdaki etkileşimleri açar. Eskisi gibi olmaz Kova Yeniay’larında, mutlaka bir şey değişir ama Master Satürn ezber bozar öğretir, ama İlerici Uranüs değiştirir daha ne olduğunu anlamadan, normalin rol kalıplarından… Rol ile beklentiler ile karşı karşıya yüz yüze… Arketip Uranüs toplumun aidiyetlerin hem karşısında hem idealinde olanla yüzleşmektir direniştir sürüye aynı zamanda…
Henüz ortada yokken yaratımın ilahımıyla projekte edebilmek mümkündür Kova Yeniay’larında… Öncülük, idealistlik kendi hayatında devrim yapmakbedeller ve adanmışlık ister, bir mücadele gerektirir, belki feragat etmeler, kim olmayı seçtiğimiz için… Mitolojide Yunan’da Uranüs, uzayın, kozmik güçlerin, göğün Tanrısıdır, aklın sınırların bittiği ilahi olanın, ait olduğumuz kocaman bir kainatın sembolü gökyüzü…
O yüzden Yukarda ne varsa aşağıda o vardır… Yeniay Rüyalarında hem olasılıkları hem yeni ilhamları getiren olağandışı rüya sembolleri var.
Arketiplerle kuvvetli bağlantılar kuran rüya sembolleri… Gökyüzü ile ilgili, ağaçlar ve merdiven ile ilgili rüyalar önemli açılımlar getirebilir. Öte yandan kalıpların kırıldığı sıkıntılı fakat tezahürde dönüşüm getiren rüyaları deneyimledik danışanlarımla rüya okumalarında… Özellikle tekrarlayan rüya sembollerini izlemenizi öneririm. Beşinci ve altıncı çakra çalışmaları, çakra dengelemeleri, mavi, mor imgelemleri, lebidolit, yıldıztaşı, tektit destekleyici olacaktır.
Ek olarak bu Yeniay’da rüya ilhamını dikkate alanlar için içsel bir dileğin bir çağrı ile karşılık bulduğu durumlar deneyimledik. Cesaret varsa umut varsa ilham varsa hayat var, mümkünler var bazen koşarak, bazen düşüp yeniden kalkarak, bazen yalnızlıkta bazen bir arada bazen çemberde bazen çizgiden çıkıp bazen yanarak bazen ölerek hayat var başka bir mümkün var !
“…Her şeye başkaldırıyorum. Başka insanların kendilerini üzerimde yetke saymalarına, başkaları tarafından eğitilmeye, başkalarının bildiklerini bana kabul ettirmeye çalışmalarına başkaldırıyorum. Kendim bulmadıkça hiçbir şeyi doğru kabul etmiyorum. Başkalarının benden farklı düşünmesine karşı değilim, ama onların bana düşüncelerini, yaşamla ilgili görüşlerini zorla kabul ettirmeye çalışmalarına katlanamıyorum. Daha küçük bir çocukken de baş kaldırıyordum. Dinliyor, izliyor, ama bir yandan da sözlerin yanılsamasının ardındaki hakikati arıyordum…”
Krishnamurti