Mutsuz Odysseus, içine gömüldü koca bir dalganın.
Gök gözlü Athene soğukkanlılık vermeseydi ona
Ölüp gidecekti vakti gelmeden.
Uğuldayan dalganın içerisinden kurtardı kendini,
İlerledi kıyı boyunca yüze yüze…
Homeros
16 Haziran akşam üzeri İkizler’in 25. derecesinde bir YeniAy meydana geliyor. Akrep’in yükseldiği bu an, zihinsel, maddi ve ruhsal kaynakları dönüştürme niyetiyle, başkalarıyla birlikte hareket edeceğimizi gösteriyor. Bu Yeni Ay’da yazın rehavetinin aksine ev, aile, yerleşimle ilgili konuları gündeme alıp, geçmişte duygusal ve maddi yönden yoran konularda bir hesaplaşmaya gidebiliriz. Daha önce tereddüt ettiğimiz yerde bu kez kendimizden emin bir tavırla adımlarımızın hakkını vermek isteyeceğiz. Dolayısıyla yoğun bir içsel güç, konsantre olunan konularda hem yorulacağımızı hem de Ay’ın ışığı büyürken eforumuzun somutlaşacağını gösteriyor.
Mars’ın Güneş’le birlikte hareket ettiği bu süreçte, fiziksel ve zihinsel hareketlilik dikkat çekerken, henüz somutlaştırmadığımız fikirler zihni meşgul edebilir. Satürn geri harekette olduğundan geçmişin defterini tam kapamadık ve bu YeniAy da neden kapamadığımızın, bünyeden neleri atmakta olduğumuzun altını çizer nitelikte.
Bedenimizden kendimizle ilişkiyi bozan kimyasalları, geçmişin kuruntularını kana karıştıran toksin depolarını vb. çıkarıp atmak, bu süreçte mutluluk verecektir. Hem fiziksel enerjimizi hem de maddi kaynaklarımızı harcayarak yenilenmek istediğimiz bugünlerde, herkese ve her duruma eşit mesafede durarak, hayatla yeni bir ilişki geliştirebiliriz.
Neptün’ün geri hareketini kökten hissedeceğimiz bu süreçte, geçmişte yarım bıraktığımız hayallerimiz ve yeteneklerimiz etrafı doldurup, bir zamanlar bize ilham veren pırıltıları bugünün ışığına karıştıracaktır. Sosyal çevreden istifade edip, işbirliklerinden keyif alsak da, insanların kim olduklarından çok, bize nasıl bir esin verdikleriyle daha fazla ilgileniyor olacağız. Geçmişte yaşadığımız hayal kırıklıklarının, yaşamın büyüsünü görmemekte direnmekten kaynaklandığını fark edebilir, hiçbir şeyi affetmeye gerek olmadığını hissedip, bizi durduran duvarların içinden süzülüp geçebiliriz. Bu zamanın önümüzde soyunduğu ve her soyunuşunda bir kat daha gizlendiği mükemmel bir sahne. Hakikati ararken girip çıktığımız tüm o bilgi yığınının, Işıklar’ın Mars’a kavuşumuyla alev alıp, havaya karıştığını, ciğerlerimizi doldurmakta ısrarcı olduğunu hissedebiliriz.
Bu durum özellikle gelecek hedeflerimizde, kariyerimizde ve sunduğumuz – aldığımız hizmetlerde görünür oluyor. Başkalarıyla ortaklıklar kurdukça kendimize dair gölgede kalmış yönleri görüp aydınlatıyor, karşılıklı içsel gücümüzü keşfediyor ve yeni yeteneklerle yaşayışımızı şekillendiriyoruz. Böylece elimizden çıkan işler olduğu kadar, geleceğe dair hedeflerimiz de değişiyor. İçsel dinamiklerin bu durumu, hayatımız için önemli olan belgelerde ve anlaşmalarda somutlaşıp, yazılı hale geliyor. Belki bir diploma, belki bir sözleşme, belki bir roman… Bu dönüşümü somutlaştırıyor.
Bu Yeni Ay’da finansal göstergeler maddi yönden iyi durumda olacağımızı, seyahatlerden kazanç elde edebileceğimizi gösterse de pırıltılı okyanusun derinliklerindeki hazine daha çok ilgimizi çekiyor. Bir zamanlar korku ve kaygı veren çemberi, şimdi bir açma halkası gibi çöpe gönderdiğimizden, bu yeni adımların ne kadar uzağa gidebildiğini görmek isteyeceğiz. Bir insana baktığımızda, kendimize baktığımızın bilinciyle, onun mesleğinden çok psikolojisi ilgimizi çekiyor olacak. Dolayısıyla yemek tarifinden bahsederken, bir zamanlar acı vermiş bir olayın esprili bir çözümlemesini yapıp çıkmamız an meselesi. Hala sözle arınmaya ve gerçek iletişime doğru yol almaya devam ediyoruz. Sessizliğin tadını çıkarmaya, ayıp olmasın diye konuşmayı bırakıp, boşluklardan giren hakikati karşılamaya başladık. Akrep, sabit su olarak, hakikatin sessizlikten fışkırmasını, fethetmesini anlatır… Bu Yeni Ay’da, Satürn’ün sessizliği, bir zamanın krizini, usulca fısıldanan gerçekliğin mütevaziliğine bırakıyor. Gerçekle barışıyoruz ve bu çok iyi hissettiriyor.
Bir şeyi sorun haline getiren, onun gizlenmesi ya da dışlanmasıdır çoğu zaman. Şimdi uzay zamanın bu bölgesi gizlenmiş, görüntüsünün altında çoktan yitip gitmiş şeyleri bizim elimizle eğip bükerek, işe yarar hale getiriyor. Kendimiz ve kendimizin bir devamı olan fiziksel – ruhsal alem için işe yarar hale geliyoruz. Bu biriktirdiklerimizi harcadığımız bir dönem; biriktirdiğimiz duyguları, parayı, beklentileri çıkarıp, değiş – tokuş sistemine sokuyoruz. Böylece elimizdeki kısır döngüler birer spiral haline gelip boyut kazanıyor; yaratıcılığımızın önünde duran tüketmemiz için konmuş nesneleri, ilişkileri, sözleri imha edip, gerçek bir gülümseyişe kavuşuyoruz. Karnımızdan gelen bu gülümseyişle hayat kaynağına göbekten bağlanıyoruz.
İkizler Yeni Ay’ında, Güneş ve Ay’dan bir kez daha doğarken, ilk nefes gerçeği titreştirip, hayale karıştırıyor ve biz hakikatin daha ziyade hayalde olduğunu fark ediyoruz. Daha ziyade hayal olduğumuzu… Birbirimizin düşlerini gerçekleştirdik, şimdi kendimizinkini başkasında keşfetme vakti…
Işık olsun.
“Gerçek büyümektir. Çünkü gelişen bir ruh için bugün gerçek olan, yarın belki de ancak bir bölümüyle gerçektir. . .” Cayce