Site icon Yuvaya Yolculuk Dergisi

Kararlılıkla Oku, Aklınla Düşün ve Kalben Hisset Olanı

Dengede kalabilmektedir özgürlük

Zaman, döktü sahneye tüm saklı marifetlerini

Örtülü ne varsa çıkmakta gün yüzüne birer birer

Herkes kendi kazanımlarıyla yüzleşmekte

Kendini kendinden kurtarmakta, uyanan nicesi

Dokunmakta hissedene usulca umut

Hazır olanlar hakkınca almakta, kaynağından sonsuz bilgiyi

Zaman, tüm illüzyonlarını sunmuş sahneye

Boyutlar arası kapılar aralanmakta, vakti geldikçe

Gören gözler uyanmış, nicedir bekleyişte

Evrenin şaşmaz prensipleriyle, her canlı kendi deneyiminde

Her zerresi hayatın, sonsuzluk yolunda devinimde

Sen yeter ki farkındalığını ve umudunu yitirme

Tutunma maddeye ebedi, özünde saklı asıl gerçek

İnsanoğlu uzak geçmişten bugüne, bilinmez bir yolculuğa çıkmış dünya sahnesinde. Neden ve nasıl başladığı hep merak edilse de, yolculuk kendi kaderiyle bilinmezliğine devam etmekte. Engin bir deryada, belki bir kum tanesi dünya gezegeni. Yüce gönlüyle bize, ezelden bu yana şefkatle ev sahipliği etmekte. İnsanoğlu kendini kimi zaman unutmuş, kimi zaman ise bilmiş. Bu sırlı yolculuk, nicedir bugünlere devam etmiş nice hikâyeleriyle…

Hakikati arıyorsan eğer, açılır elbet kapılar sana

Her geçtiğin kapıdan, başka yolculuk başlar

Sen seçtiğin kendinle, nice alemleri izlersin

Yolculuğunu bilirsen, kaybolmazsın karanlıkta

Yürürsün kararlılıkla, hakkın olan sonsuzluğuna

İnsan düşünen, sorgulayan ve hür iradesiyle yürüyen bir yolcudur. Aklını, kalbini ve sezgilerini kullanmayı öğrenendir. Kimi zaman karanlıkta kaybolur belki, kimi zaman da aydınlığı bulur. Bazen derin uykuda, bazen de aklıselim uyanık nicedir yürür durur. İnsan sadece bir damladır, o engin okyanusta. Hatırlayan, kendinde olanı bilir daima.

Kimileri gök kubbeye çevirir yüzünü, kimileri ayaklarının altındaki toprağa. Yukarıda ne varsa, aşağıda ki odur aslında. Yıldızlar parlaklığıyla dizilmiş, gök kubbenin gerdanına. Dünyanın damarlarında, uzak geçmişin yaşam enerjisi dolaşmakta. İnsanoğlu, kendini yalnız mı sanmakta. Uyanıksa zihin, düşer kararlılıkla bilginin yoluna. Okur, düşünür, sorgular ve bilir olacak olanı daima. Derin bir uykudaysa eğer kalp ve zihin, beyhudedir hali perişan nicedir aldanmakta.

Ego zaaflarımızdan yararlanan bir hizmetkâr iken

Efendi olmayı arzu eder ezelden

Farkındalığın gölgesinde yok olma korkusudur, egoyu oysa kışkırtan

İrade ise, egoyu hizmetkâr kılar kendine

Zaaflar hür iradenin önüne geçtiğinde

Zafer, egonun elindedir ne yazık ki

Korkular hüküm sürmeye başlar o vakit

Oysa kendini bilmekle başlar her şey

Kendini bilen ne geçmişi unutur, ne geleceğini teslim eder

Aklını, kalbini ve ruhunu teslim etmeyen

Ne geceleri uyur derin, ne gündüzleri uyutulur!

Ne karanlığa teslim olur, ne aydınlığa aldanır!

Uyanan, hatırlayan ve bilen yolcu

Aklıyla, kalbiyle ve ruhuyla kendi yolunda yürüyendir

Ne korkuya teslim olur, ne asla umudunu yitirir

Dengedir, aşağıyla yukarıyı bir arada tutan

Damladır, nice okyanusları coşturan

Ne toprağa aldan!

Ne gök kubbeden ayır gözlerini!

Ne korkuya teslim et ruhunu, ne kalbini karart

Sen, sende saklı olanı bilirsen eğer

Aklının, kalbinin ve ruhunun efendisi bir tek sen olursun

O vakit kararlılıkla oku, aklınla düşün ve kalbinle hisset

Sezgilerinle bilen ol hakikati!

O vakit ancak, bulursun sonsuzluğun yolunu

Şenay Zuhur

 

 

 

Exit mobile version