Geçmiş ve gelecek zihnin çiçek bahçeleridir.
Geçmişin hüzünlü izlerinden, geleceğin kaygısından,
Sıkı sıkı tutulan her şeyden beslenir zihin.
Sana ait tortulardan, ötekileştirdiklerinden
Damak tadında bal üretir zihin.
Renk olur gözlerini kamaştırır,
Koku olur burnunun direğini sızlatır,
Sevgili olur peşinden koşturur
Bazen acı olur yüreğini dağlatır
Korku olur göğsünü daraltır
Allem eder kallem eder
Seni parmağında döndürür
Kalın karanlık bir perde olur
Gerçek benliğini sıkı sıkı kapatır
Bu perdeden seyrettiğin dünyayı
Sakın sana ait sanma
Yaşayan sen, manayı veren zihin
Dizginler onun elinde
Üzülmek, bayılmak, ayılmak senin işin
Yaşadığın her şey zihnin bir kurgusu olsada
Olana verdiğin tepki de o kadar hakikat
Bu perdeden izlemeye devam ettikçe
Tüm savaşların hep gölgelerinle
Gölge yorulmaz, gölge yıpranmaz, gölge usanmaz
Oysa sen kendi karanlığında çaresizsin
Sana uzanacak el yok
Zihnin karanlığına düşen ışığını kendinden var edecek
Seni senden uzaklaştıran perdeyi kaldır
Değer yargılarından, etiketlerden, zanlardan
Sahte kimliklerden, kalıplardan kurtul
Düşünme! Düşünceyi izleyen OL.
Kendini bil kendini tanı.
Kendini bilen zihnin nasıl çalıştığınıda bilir
İnsanı bilmediği şey korkutur
Zihin sana senin malzemelerin ile gelir
Sen değişirsen elindeki malzemeler hükümsüzleşir
Geçmişi eteklerinden dök
Geleceği başında taç yapma
AN’da kal OL’ana direnç gösterme
Zihin dirençte palazlanır.
Kader AN’da yazılır
AN’da geçmişin yükünü geleceğin korkusunu temizle
Arındıkça kendine gelirsin
Biliyor musun? En kıymetli sensin
Kendinin kıymetini bil
Kendini seven kendini incitmez.