Site icon Yuvaya Yolculuk Dergisi

İnan ki hepsi ZAN

İnsanlar incindiklerini, haksızlığa uğradıklarını, sevilmediklerini, yorulduklarını, tükendiklerini ZANnederler…
Ne zaman ki o ZAN lardan özgürleşirler, işte o zaman hak’iki hay’atları başlar…
Bu duyarsızlıktan çok öte birşeydir.
Duygularında “0” noktasını yaşamadan, birliği idrak edemezsin.
Niyetine giren, bedelini öder.
Bu bedel ağırdır.
Bazen vazgeçip, eski oyuncaklarına tekrar tutunmak istersin…

Bu lokma büyüktür. Acele edersen, boğazına takılır.

 

Demirden leblebidir..
Telaş, endişe ve beklenti seni dişlerinden eder.

 

Sadece dile kolaydır..
Aslında dile bile kolay değildir.
Bülbülün çektiği dilinden misali; nefsinin tuzağına en çabuk maalesef dilin düşer…

Ne zaman ki kınayanların kınamasından da etkilenmezsin, işte o zaman selâmete erersin..
Bir bebeğin saflığıyla, sağa sola kayıtsızca baktığın anların çoğaldıkça, huzurun kendisi oluverirsin…
İlgisiz, sevgisiz, duyarsız değil,
Sadece yorumsuz, hükümsüz, tanımsız…

Exit mobile version