Dünya ve ülkemiz bir çok olaya gebe. Hepimiz hissediyoruz yaklaşanları. Ama bizler koca kafalı bebekler olarak bu sıkıcı dönemleri ancak ve ancak umut ile aşabiliriz.
‘Yerim dar!’
‘Lanet olsun doğum tüneli çok dar!’
Evet evet doğru! Ve emin ol hepimiz için durum bu şekilde. Sus şimdi ve dinle!
Şikayet etmeyi acilen bırak dostum. Evet, gündem çok dar ve karanlık. Ancak gündeme sıkışmayı seçersek ya doğum süreci uzayacaktır ya da boğulup ölü doğacağız. Bunu bil isterim.
Bu nedenle önüne bak artık. Sızlanmayı kes!
Sızlanmak çok kolay çünkü. Hadi şimdi aç şu kör gözlerini de iğne deliğinden ışığı gör. Zoru başar canın yanarken. Zoru başar karanlıkta sıkışmışken!
Kimse kolay olacağını söylemedi!
Mustafa Kemal’in ‘Lanet olsun!’ Gibi bir sözü neden yok? Neden kararsız göründüğü bir tane fotoğrafı yok düşündün mü hiç?
Öyleyse neden hala lanetler yağdırıyorsun? Önderini örnek alsana!
Işığın kararsızlığından karanlık doğdu, anlamadın mı hala?
Kararlı ol bugün. Şimdi başla. Sivrilerek değil. Gayet kendin olarak, sevgiyle ve kendinden doğarak. Yeni bir gerçekliğe doğ bugün. Evet biraz sancılı olacak. Olabilir! Ne önemi var?
Haydi, vizyonunu kendin yarat.
İnsan inandığını başarabilir bunu tarihte defalarca gördük. Peki ya milyonlar inanırsa ve milyonlar aynı gerçekliğe doğarsa? Düşünsene gücünü, farkına varsana!
Terör var evet, kaos var! Lanet ederek büyüttüğümüz kaosun ortasında durup da bir cephedeki Atatürk gibi kararlı baksana!
Başlar dik! Lanet etmeden! Karanlığın işi karanlık doğurmaksa sen de işini doğru yap. Aydınlığa doğ! Kaostan çık, dirlik ol! Zor, ama görevin bu!
Haydi hepimiz kaostan başımızı kaldırıyoruz bugün.
Biz ne için varız?
Işığı korumak için tabii! Umut yok mu sanıyorsun hala! Daha doğmadın bile! Umut doğuma göğüs germekte. Önce kendin ol. Sorumluluk yoksa umut da yok.
Anladın mı?
Kaldır başını. Aç gözünü. Derin bir nefes. Kalpte sulh, zihin berrak. Doğ bakalım şimdi ışıklı gerçekliğe!
Hazır mısın? Ben doğdum.
