Site icon Yuvaya Yolculuk Dergisi

Kadın Varsa, Umut Var!

Bizim topraklarımızda kadının rolü çok öndedir. Bulunduğu toprağa “Ana-Dolu” demiş buranın insanı. Kadın önemlidir, kadın çekip çevirendir, tarlayı süren, inekleri sağan, çocuklara bakan, yemeği yapan, dikiş yapan, hep kadındır. Her ne kadar yapımız ata-erkil gibi görünse de aslında Türk aile yapısının en önemli yapı taşıdır “anne”.

Kadının çalışkanlığına rağmen, bir o kadar durgundur özellikle Anadolu erkeği. Herhangi bir Anadolu köyüne gidin, tarlalarda hâlâ kadınlar çalışır, erkekler ise kıraathanededir.

Şehirleşmenin artmasıyla erkekler iş hayatında daha aktif olmaya başlamışken, kadınlara “ev hanımlığı” uygun bulunmuş ve eğitimli olsa dahi evde olmaya zorlanmıştır. Bu noktada, çocuğuna bakmak için veya herhangi bir sebeple ev hanımlığını tercih eden kadınları kast etmiyorum, bu bilinçli bir tercihtir ve saygı duyarım. Bahsettiğim, çalışmak istemesine rağmen sadece kadın olduğu için zorla evde tutulan kadınlardır.

Kabuğunu kıran kadınlar, özellikle son 20 yılda iş hayatında daha da aktif olmaya başladılar. İçlerindeki becerilerini tekrar keşfedip muazzam işlere imza atan kadınlarla bugün pek çok alanda gurur duyuyoruz. Peki kadınlar, hele ki bunca baskıya rağmen neden bu kadar başarılılar hiç düşündünüz mü?

Bir ipucu vermesi için şu iki videoyu izlemenizi rica ediyorum. 100 kere izlemişimdir, hâlâ izlerken oldukça eğleniyorum. Bir erkek nasıl bir işe konsantre olduğunda diğerini idare edemez ve kadın olsaydı neler yapabilirdi (biraz abartma sanatı da kullanılarak) oldukça eğlenceli anlatılmış. İşin en komik tarafı, 1. Video gerçek!

 

  1. Video: https://youtu.be/Mh4f9AYRCZY
  2. Video: https://youtu.be/-Ojvk-4IcOE

 

Öncelikle kadınlar aynı anda birkaç işi titizlikle ve kolaylıkla yapabilir. Organizasyon yeteneği ve işleri önem sırasına koyma becerileri oldukça gelişmiştir; örneğin yemek yapacaksa birbirinden farklı pişme süreleri olan 4 yemeği aynı anda pişirebilir, birini fırına attığında diğerinin sosunu yapar, sos pişerken çorbasını karıştırır, çorbayı blenderdan geçirirken bir yandan pilavın suyunu ölçüp koyabilir. Abartmıyorum, çevremde bunu yapan çok fazla kadın var

Ayrıca kadınlarda empati yeteneği çok gelişmiştir. Eğer kalbi taşlaşmamışsa (maalesef günümüz yaşam koşullarında kadın/erkek demeden bir grup beyaz yakalının empati yetenekleri plaza koridorlarında kaybolabiliyor ama..) karşısındakini dinleyebilir, anlayabilir ve hatta sorununa çare bulabilir.

Kadınların iletişim becerileri çok gelişmiştir. Farklı kültürdeki insanlarla çok daha hızlı ve kolay iletişime geçebilir, iletişim ağlarını (networklerini) çok daha efektif kullanabilirler. Örneğin bir kadın yeni biriyle tanıştığında onu iyi tanımak için öyle sorular yöneltir ki, illa bir yerlerden tanıdık çıkabilir veya o kişinin iş yapabileceği başka bir arkadaşını o kişiyle iletişime geçirebilir.

Tüm bunlara ve çok daha fazlasına rağmen kadınlar iş hayatında ne ülkemizde ne de Dünya’da hak ettiği yerde değil. Ülkemizde çalışma yaşına gelmiş kadınlardan sadece %29,3’ü istihdama katılmış durumda!1 Bu oran, aynı çalışmaya göre erkeklerde %65.

Hele ki girişimcilik! İşte orada işin rengi daha da değişiyor…

Eğer bir kadın girişimciyse, tıpkı girişimci bir erkeğin yapacağı gibi, işini çok daha fazla ön planda tutar, hayatını işine göre organize eder, örneğin o sabah 5’te gümrükten mal çekecekse 5’te işinin başında olur ya da akşam 11’e kadar mesaiye kalması gerekirse hiç düşünmeden kalır. Zaten girişimci bir ruhu varsa, evini de, özel hayatını da, çocuğunu da bu yoğunluğa rağmen aksatmadan organize edebilir. Bilir ki bu geçici bir süreçtir ve güzeldir.

Oysa ki 9-6 bir işte çalışsa çok daha “düzenli” bir hayatının olacağını düşünen (çünkü kadın düşünemiyor, onun yerine ailesi/kocası düşünebilir…) ve her ay sonu ne kadar para alacağını bilmek isteyen çevresi kadını her seferinde demoralize eder.

Aynı senaryo bir erkek için geçerli olsa sonuna kadar destek olan aile ve çevre, söz konusu kadın olunca nedense genelde köstek olmaktadır.

İşte bu sebeple ülkemizdeki girişimci kadınların, tüm iş sahiplerine oranı sadece ama sadece % 25,4!2

Sadece ülkemizde değil, bu oranlar Dünya’da da böyle. Crunchbase’in 2017 raporuna göre tüm dünyada start-up seviyesinde işletmeleri olan kadın girişimcilerin oranı %17 civarında.3

İşin en üzücü tarafı da, çevresinden destek alamadığı ve hatta kösteklendiği için, 1 yılı dolduramadan kadın girişimcilerin büyük çoğunluğu işini devam ettiremiyor ve evine ya da sevmeden gittiği işine geri dönüyor.

Bu kadar olumsuz tablolar çizmeme rağmen, ülkemizde güzel şeyler de oluyor. Benim de bir yarışma vesilesiyle ekosistemine katıldığım Kagider, Arya Women gibi kadın girişimcileri destekleyen platformlar sayesinde kadın girişimciler, çevrelerinden bulamadığı maddi/manevi desteği diğer deneyimli kadın girişimcilerden buluyor ve birbirlerine güzel bir iş ağı yaratıyorlar. Devlet desteklerinde, Kosgeb programlarında ve KGF (Kredi Garanti Fonu) desteklerinde kadın girişimcilere ayrıcalıklar tanınıyor.

Tüm bu destekler sayesinde giderek daha da artıyoruz, çok daha fazla da artacağız. Birbirimize ne kadar destek olursak, o kadar uzun soluklu olup, o denli başarılı olacağız. İnanıyorum ki bu destekleri ve platformları keşfeden kadınların sayısı arttıkça, Dünya çapında adını duyurmuş kadın girişimcilerimiz artacak!

Çalışan kadınlar olarak bizler bu ülkenin geleceğiyiz. Daha aydınlık bir geleceğin teminatıyız. Çocuklarımızın en güzel rol modelleriyiz.

Kadınları iş hayatında destekleyin çünkü çok sevdiğim bir kadın girişimci dostumun dediği gibi:

KADIN VARSA, UMUT VAR!

1 TÜİK Temmuz 2017 Raporu

2 Dünya Bankası’nın Girişimcilik Araştırması

3 https://www.dogrulukpayi.com/bulten/2018-de-kadin-istatistikleri

Exit mobile version