Site icon Yuvaya Yolculuk Dergisi

Sustukların büyür içinde Merkür Akrep Burcu’nda

Aklımızın, düşünce, yapımızın, iletişim şeklimizin ve zihnimizin kadim yöneticisi Hermes Akrep Burcu seyrine başladı. Hermes yani Merkür Tanrılardan gelen bilgiyi (ilahi bilgileri) ileterek taşır aktarır bu bilginin doğru kullanımını anlamak için anlamlandırma yeteneği, düşünmek ve sezgi gerekir bazen bazı şeyleri aklımız anlar ve kabul eder ama içimiz onaylamaz ya işte o sezginin sesidir sezgi gelişmişliğine göre kalbin gözü basireti ya da sesiyle alakalıdır yanılmaz. Düşünme kısmı ise Merkür’ün bulunduğu burcun doğası ile alakalıdır. Neyi nasıl düşündüğümüzü Merkür Burcumuz belirler.

Merkür Doğal Zodyak’ta İkizler Burcu’nu yönetir İkizler hava grubu olduğu için iletme ve taşıma görevi görür İkizler bilginin içeriğinin mantığını anlama yoluna pek gitmez bilgiyi alır ve aktarır en kaba en alt ilkel seviyede ve basit örnekle ‘dedikodu’ yapmak gibi burada biraz tatlı su kurnazı gibidir. Başak Burcu’nda yücelir Başak Burcu toprak grubu olduğu için edindiği bilginin somutluğunu ve işe yararlığını görmek ister edindiği çöp bilgilerle uğraşmaz bilginin işe yarar olup olmadığını didik didik araştıracağı için işin sonunda istediği bilginin mantığına ulaşıp onu görünür ve işe yarar kılar bunu da örneklersek ‘mühendislik’ gibi. Ateş gruplarında daha içsel olup idrak özelliğini çalıştırır burcuna göre değişen dinamikleriyle anlamaya açıktır, sezgiselliği güçlüdür, çünkü verdiği ısıyla yayılan ve nüfuz eden bir elementtir ateş.

Su gruplarında ise sezgiyi duyguya aktarır ve hissetme yoluyla bir şeyleri sezer çok anlamlandıramasa da su da ateş gibi yayılıp nüfuz etmeyi sevdiği için başka alanlarda araştırarak sezgisinin anlam bulmasına doğru yola çıkar. Ateş sezgisi ile farkı ateş sezgiyi anlamlandırırken, su çok emin olamaz anlamlandırmakta zorluk çeker ateş sezgiyi duyguya doğru değil direk mantığa doğru hisseder çünkü ateş elementi yukarı yükselir.

Merkür Akrep Burcu’nda su grubunun sabit halindedir biraz buz gibi. Mars’ın yönetimindedir zihinsel zekamız ve düşünce şeklimiz Mars ilkelerine göre çalışır. Akrep Mars’ı sorunları en mükemmel şekilde çözebilme yeteneğine sahiptir. Mars bir savaşçı olduğu için istediği şeyi gidip alır.

Merkür Akrep yönetimindeyken istediği şeyin peşini bırakmaz ama almak isterken kullandığı yöntemler tartışmaya açıktır sezgileri hissetme yeteneği o kadar güçlüdür ki bu Akrepleri şüpheci yapar. Bu doğal özelliklerini olumluya kullanmak yerine olumsuz yönde ise her şüphede kendini huzursuz kılar kendisine yöneltilen her şeyi bir tehditmiş gibi algılar. O’nun fikrinden olmayanları tehdit gibi algılar, duygularını onaylamayanları tehdit gibi algılar, istediğinin olmamasını tehdit gibi algılar çünkü içindeki güç istediği onu etrafına karşı otorite kurmaya iter. Güç tutkusu yaşadığı için kıskançlığa da yönelir en ilkel-nefsani seviyede düşünce mekanizmasında olur olmaz karanlık sonu yıkım olan yollara girer.

Hırs, öfke, intikam, manipülasyon, zorbalık, saplantı, ketumluk, kin gibi düşüncelere meyletmesine neden olur zaten sabit olan burç enerjisi elbette sabit fikirlidir. Kendi kafasında ürettiği şeylere inanır kendi inandığı şeyin gerçekliğini sorgulamaz neden böyle inandığının sebeplerini karşı tarafta arar kendi hakkında yüzleşmekten korktuğu şeyleri içinde bastırarak biriktirir o kadar çok birikir ki duygusal basınç oluşturur zayıflık gördüğü anda bütün bunları zehirli bir ifadeyle dışarıya aktararak yıkar geçer ve zehrini akıtmış olur ortalık bir daha toplanamayacak kadar toz duman olur. Böylelikle kendi sonunu kendisi hazırlar yaptıklarının bedeli olarak ise duygusal kaos ile baş başa kalarak savaş alanında mağlup olarak tek başına kalmış gibi burcunun ezoterisinin hakkını vererek kendi duygusal dönüşümünün başlamasına start verir eğer anlamışsa tabii ki.

Güçsüz görünmek bir Akrep için ölüm ile eşdeğerdir. Aslında güçsüzlük akli bişey değil bir duygu durumu olup geçici bir ‘hal’dir sadece. Aslında yapması gereken şey önüne gelen krizlerle baş edebilmesi için sakince olayları değerlendirip en pratik çözüm yoluyla olaya müdahale ederek çözmektir. İnsan denen ‘manevi varlık’ güçlüdür sadece duygu ve düşünce mekanizması ona güçsüz olduğunu hissettirir. Kişi her ne yaşarsa yaşasın altından kalkabilecek gücü olduğuna inanması gerekir. İnandığımız şeyleri etrafımızda aramaya gerek duymayız çünkü zaten bilincimizde vardır içimizdedir onaylatmamıza gerek yoktur.

Akrebin yoğun sezgiselliğinin şüphesi Merkür ile bir araya gelince görünenin arkasında olan biteni anlamaya karşı büyük iştah duyar. İlgisi ve merakı artar bu bizi araştırmaya götürür. Mükemmel dedektiftir diyebiliriz. Ne var ne yok karda yürüyüp izini belli etmeyen türden bir araştırma yeteneğiyle arar bulur ortaya çıkarır. Merkür Akrep’in en yücelmiş-insani kullanım metodu odağımızı kendi iç dünyamıza çevirerek kendi iç dünyamızda olanları gerek mental gerek psikolojik olarak ‘neden’lerini araştırmaktır. Tehdit olarak algıladığımız şeylerin bizi nefsani olarak üzmesinin dışında gerçekten tehdit içerip içermediğini kendi içsel dünyamıza bakarak korkularımızın kaynağını bulduğumuz zaman aslında tehdit olmadığını anlarız. Bu sadece bizim olaya bakış açımızdır bunu dönüştürüp bu gücü kendi hayatımızı iyileştirmek için kullandığımız zaman olaylar sihirli bir el değmiş gibi değişir. Kendi içimizdeki eğriyi doğruyu bularak aslında ayrık otlarımızı temizleyerek Akrebin o tertemiz arıtılmış tortularından temizlenmiş olarak içimizden hayata dönüşünü kendi içimizde seyrederiz. Zümrüdü Anka gibi yeni bakış açısıyla yaşamaya başlamak için hayat bizi beklemektedir. Bu konudaki başarısı yüzünden en iyi terapistler ve dönüşüm uzmanları Akrep Burcu etkisi taşıyanlardır.

Hayat bize, bize neler yapıldığının hesabını sormaz bize yapılanlar karşısında bizim ‘ne yaptığımızı’ sorar. Bu konu Allah’ın iradesi, muradı ve emirleriyle ilgilidir derin tasavvuf sohbeti ister. Bizim ne yaptığımız konusunda değinmişken Boğa Burcu’nda gerçekleşecek olan Algol tesirli dolunay yaptıklarımızın hesabıyla bizi yüzleştirmek için geri sayıma başladı.

Merkür’ün Akrep Burcu frekans salınımı hepimize hayırlı dönüşümler getirmesi dileğiyle…

Ezcümle: Bizlerin bu hayatta olmamızın en büyük nedeni kendi içimizdeki ‘insanlığımızı’ korumaktır. İnsanlık bu dünyada manevi değerleri koruyan, uygulayan ve yaşatan bir ırktır. Tekamül yolculuğumuzun amacı da budur. Halifeliğimiz buradan gelir. İçimizdeki ‘insanlığımızı’ korumak dileğiyle…

Exit mobile version