Zihnimizin otomatik olarak ürettiği negatif ve asalak düşünceleri, form kazanmadan durdurarak, enerjimizi zayıflatmalarına izin vermemek, gelişim ve gücümüzün göstergesidir. Olumsuz hisler doğuran düşüncelerle sarıldığımızı fark ederek, bunları yönetebiliriz.
Negatif düşünce yönetimi
Bazen sessiz bir hüzünle dolar, anılar içindeki bir An’ı yaşamayı özleriz. Her yaşanmışlık uçup yitiyor gibidir ama, hepimizin bir tarihi var, tarihimizin olumsuzluklarını taşımadığımız, kinleri, acıları barındırmadığımız ölçüde, güzel düşünüyoruz demektir. Üzüntüleri, öfkeleri sürdürmeyerek affettiğimizde, bağışlanmak için ise gerekeni yapabildiğimizde, biraz daha gelişiyoruz.
İnsan bazen, kendisini dahi yadsıyıp, isyankar ve umarsız olabilir. Ürettiği düşünce zincirleri negatifse, özündeki kutsallığın bilinciyle uyuşmayarak, kendi kurduğu tuzaklara dönüşecektir. Oysa, düşüncelerinin değeri ölçüsünde, çevresine mutlu anıların huzurunu bırakabilir. İşte o zaman, etrafa gölge ve nefes veren, meyvelerini, çiçeklerini sunan ağaçlara benzeyecektir.
Kötü düşünceler, asalak ve zehirli sarmaşıklar gibidir. Bize sarılmaya başladıklarını fark ettiğimizde; olgunlaşıp boy vermelerine ve yaşam gücümüzü zehirlemelerine izin vermeden onları kesip, uzaklaştırmalıyız.
Negatif düşünce üretimi
Düşünceler sınırsızdır ve bu nedenle içe bakışla mutlaka denetlenmelidirler.
Korku, endişe, vesvese, kaygı, takıntı veren, yadsıma ve olumsuzluk ilkesi olarak beliren düşünceler vardır. Öfke, suçlama, sınıflama, yargılama, başkalarının niyetini okuma ve bunları doğru zannederek inanma, kıskançlık, alınganlık, vehim, ümitsizlik, ahlak dışı itkiler ve isyan gibi negatif her düşünceye kapılmamak için kendimizle anlaşmalıyız.
Olumsuz düşünceler yaşamımıza yansır. Denetimden çıkan, bastırılması olanaksız, ani eylemlere de kapı açabilirler. Diğerini kıskanarak, yükselişinden nefret eden ve yolunu kapatmayı zihninde kuran, kendisine zarar verecektir. Hem başarı ve zenginlik istiyor, hem de, bu duruma ulaşanlara içsel tepkiler sunuyorsa, dileği olmayabilir. Zira, her iki zıt düşünce sıfırlanıp, işe yaramaz hale gelecek, bu durumda da kısaca yerinde sayacaktır.
Yaşamın, bize adil olmadığını düşündüğümüzde, daha çok kurban oluşa iten olaylarla buluşmamız kaçınılmaz. İşte bu nedenle, düşüncelerin sorumluluğu büyüktür.
Kötü düşüncelerimi yönetebilir miyim?
Güne hırçın başlarsam, stres üretecek kişilerle, olaylar beni bulur, her şey aksi gider. Düşüncelerim yayınlanıyor, hep de, benzer ve eş etki alanlarına giriyorlar. İyi iseler, geri döndüklerinde, güçleniyorum, ama düşüncelerim kötü ise zayıflıyorum. Parazit düşüncelerimi kalıcı titreşimlerle sabitlememeliyim. Sınırlayıcı düşüncelerimi de uzak tutarsam, güzel enerjilerin akışının önünü kesmemiş olurum.
Eğer, biri hakkındaki kötü düşüncelerim, senkronize olabilecekleri uygun ortamı yakalayamazlarsa, mutlaka bana geri döneceklerdir. Çünkü, onları gönderdiğim kişi, hayırlı eylem ve düşünceler içindeyse bunlardan hiç etkilenmeyecektir. Beddua da, bu nedenle geri yansıyabilir.
Hastalıktan korkuyor, üzücü sonları, kazaları, kuruntu ile gerçekten olmuş gibi aklıma getiriyorsam, hemen durmalıyım. Bunların hepsi zihnimden atılmalıdır.
Çözüm; inanmayı seçtiğimiz düşünceyi zihnimize yazmak
Negatif zehirli düşünceler sardığında, onları yaşam ağacınızda beslemeden, söküp attığınızı hayal edin.
Yaşamımız, düşüncelerimizi izlemeyi alışkanlık haline getirip, fark ederek yönettiğimizde güzeldir.
Şimdi, talihsiz olduğumuzu düşünsek, durumu onaylayarak talihsizliği peşimizden sürükleyeceğimiz kesindir.
Olumlu düşünceyi zihninize yazmak, hem de defalarca yineleyerek yazmak, işte çok önemli bir eylem!
Böylece, sahte zanlarla gizlenen düşünceler de, bilinçle eğitilebilirler.
Enerjimizin düşmemesi için, fizik duyuların gerisine çekilmeli, olayları gözlemci gibi izleyebilmeliyiz.
Kızdığımız kimseleri sürekli aklımızda tutmak ise, yaşam gücümüzü onlara aktarmamıza ve bizi zayıflatmalarına neden olacaktır.
Pozitif vizyonlarınızın aksiyonlar haline gelmesi dileği ile esen kalın.