14 Kasım’da Dolunay, dünyaya bu yüzyılın en yakın konumunda, Zodyak’ta Boğa’da Arketip Venüs’te, Vedik’te Koç-Terazi’de, arzularımız, sınırlarımız, egolarımız, konfor alanlarımız, ilişkilerimiz, güvenli limanlarımız alanında parlıyor. Zihinsel olarak abartmak ile bırakmak, arzularımız ile değerlerimiz arasında çatışmalarda, duygusal olarak gergin, hassas ancak bir o kadar üretken, verimli, yaratıcı bir Dolunay…
Mitolojide Feminen / besleyip büyüten sevgi veren Yüce Ana Kyble, Maskülen /Sabah Yıldızı Lucifer mitleri ile, aslında her varlığın kozmos ile ve birbiriyle ilhamla sevgiyle ve zıtlıklarla olan süren ritmi, iletişimi, aktarımı var bu Dolunay’da… Dolunay rüyalarımız oldukça yoğun bir sembolizmada…
Derinlerden tetiklenen karmaşalar sıkıntılı ve dönüşüm getiren rüyalar getiriyor. Özellikle saçlar, kıyafetler, mekanlar, eşyalar abartılı renkler, ölçülerde… Tek bir sembole saplanıp kaldığımız rüyalar, mesela bütün rüya boyunca bir ayakkabı teki aradığımız rüyalar önemli açılımlar verebilir. Figürle ilgili rüyalarda ya da özellikle bir sorunu konuştuğunuz ya da sanatla ilgili bir alanda iseniz bir şarkıyı, heykeli, resmi, öyküyü gördüğünüz rüyaların uyanma hislerine odaklanın.
Hem ilham, hem içsel mesajlar verecektir. Mavi, turkuaz imgelemleri, boğaz çakra, kalp çakra, sakral çakra dengelemeleri, mavi akik, mavi safir, yeşim destekleyici olacaktır. Süper Dolunay fazla yakından, çok yakından parlıyor. Karanlık yerlere, karanlık şeylere ışık getirsin, söylenecekler söylensin, susacaklar sussun, gelecekler yola çıksın, bir sevmenin bir de barışın büyük düşüyle yolculara fener olsun Dolunay…
Kardeşlikle…
“…ben ki zamansız bahçeleri kucakladım güzeller bende kaldı ibrâhîm gönlümü put sanıp da kıran kim…” Asaf Halet Çelebi.
