Kişisel gelişim bilgileri içinde, yarınlar için endişe etmemizin gereksiz olduğu vurgulanır. Neden? Çünkü herkes yarınları için endişelenir. İnsan öyle bir duruma düşer ki; “Millet endişelenmiyor. Biz endişeleniyorsak çok cahiliz.” anlamını çıkartır. Gerçek şudur ki, herkes endişelenir. Endişe yapmazsak zaten doğruyu nasıl bulacağız? Tabi ki her şey yanlış değil.
Her şey ilk oluştuğu anda tamamen saftır. Doğru, yanlış, iyi, kötü, güzel ve çirkin olan her şeyi barındırır. Biz o gerçekten, kendi gerçeklerimizi çıkartırız. Kendi doğrularımızı ve yolumuzu inşa ederiz. En doğru gerçeğe biraz yaklaşırız. Doğru olan bir tane yol var. O yola her zaman giremiyoruz. Sizi boş sözler ile kandırmalarına izin vermeyin. Fiziksel, duygusal ve zihinsel olarak taşıdığımız duygular ve enerjiler tam olduğu zaman, doğaçlama olarak an içerisinde eski veya yeni yetenekler üretebiliyoruz. Anlam derinlikleri daha önce taşıdığımız tecrübelere göre derinleşiyor. Fiziksel olarak enerji eksiklerimiz yüzünden, her an mükemmel olamıyoruz. Zihinsel olarak mükemmel olduğumuzu ve hayal dünyasında usta olduğumuzu kimse inkar edemez.
Öyle ise buradan çıkarmamız gereken en güzel ders şudur ki; Düşüncelerimizden ve planlarımızdan daha çok, yaptıklarımızdan sorumluyuz. Biz karar vereceğimiz ana kadar her şey saf hali ile karşımızdadır; Ve her şey düşüncelerimize göre bir form alıyor. Düşüncelerimize göre form alan gerçekler, mikro olarak en alt tabanda görünmediği için, hissi irade ile algılamak ön plana çıkıyor. Ön seziler ile doğruları takip edebiliyoruz. Ön seziler haricinde taşıdığımız akademik zeka, her zaman arka planda kalır. Akademik zekasını ön plana çıkarmaya çalışanlar, sadece bir tedbir, bir önlem yada bir reklam yapmış olur. İnsanın anlatabilecekleri, düşündüklerinden binlerce kat azdır. Bunu küçük yaşta olan çocuklar bile fark ederler ve ortama ayak uydurmaya çalışırlar.
Zihinsel karışıklığı toparlayabildiğimiz kadar tecrübelerimizi kullanabiliyoruz. Endişeler her zaman var oluyor. Çünkü değişim sürekli devam ediyor. Kendi gelişimimiz de sürekli devam ediyor. Tanıdığımız herkesi sadece bugüne kadar tanımış oluyoruz. Bugünden sonra oluşacak kimliğimizi şimdiden bilmiş olmamız bir varsayım olarak kalır. Sadece bugündeki amaçlarımıza ve hayallerimize odaklandığımız zaman, gelecekteki amaçlarımıza haksızlık yapmış oluruz. Var oluş ve değişim devam ediyorken, bir yerde durmak ve beklemek sadece dinlenmek için olabilir. Endişe her zaman olacak ki, endişeden doğan gerçekler bizi doğru yola ulaştıracaktır. Biz hangi yolun doğru, hangi yolun yanlış olduğuna bakarken, beynimiz sadece “Tamam mı? Devam mı?” diye yönlendirir.