Rüya içinde; Rüya…
Eğer rüya görüyorsak ve o rüyadan uyanamıyorsak an bunun rüya olup olmadığını ya da rüya da olduğumuzu nereden bileceğiz…
Saniyenin milyarda bir olan önceki halini görüyoruz…
An içinde An’lar…
Her şey gözlemleniyor ve geçiyor…Tıpkı bulutlar gibi…Sen onların ötesindesin…
Korkmak en alt yapıda; hallettiğini zannettiğin her şeyin altında…
Bildiklerim o kadar az ki…
Her şeyi Biz yaptık…
Burayı biliyorum…Bu benim gördüğüm rüya…
Kimse görmeden, yaşamadan ve vakti zamanı gelmeden anlamayacak…
Dinledikçe: hatırlarız…
Her şey birbirine bağlı…
Hiçlik; La demek…
Hiçlik Yoklukta bir bilinçtir…
O ise sende var O’lmak ve O’nda ben olmak…Ben benim demek…
Dinle…
An’da yaşayan yokluktadır…
Yokluk zamansızlıktır… Zamansızlık ise An’dır… An ise her An diri O’lmak’tır…
Diri olan her an tüm anlarda var olmaktır…
Dinle…
Nerden dinle… Ney’den dinle…
Ney boştur…
Boş olan’dan ses hoştur…
Vicdan ise orada hoştur; yazıyor olana imla kurallarına uy diyen nahoştur…
Samimiyet ise iyileştirir ve hoştur…
Bilmemenin bilgisi ve kalp gözü ile hesapsızlığı ile …
Bildiğini ve tüm bildiklerini de unutttt…!!!
Boyutlar, realiteler ve bilgiden de vazgeç…
“Bir kişinin gücü, kendine sahip olmasında ve aynı zamanda kendisine teslim olmasında yatar…”Tanrılar okulu…
Ne arıyorsan O’sun…
Sen kendini küçük bir cisim sanıyorsun ama tüm alemlerin hepsi sende…
