Acıya odaklanmaktan vazgeçin. Televizyon izlemeyin, gazete okumayın, sosyal medyada paylaşılan acı olaylara yoğunlaşmayın. ”Hep birlikte bir şeylere karşı çıkalım, mücadele edelim, savaşalım!” söylemlerine katılmayın ya da ”Savaşa hayır!” diyerek enerjinizi harcamayın. Barış dolu bir dünya için neler yapabileceğinize bakın, onlara yönelin. Olaylarla ilgilenmeyi bırakın. Gökkuşağı çocukları gezegene yeni enerjileriyle geldiler, hep birlikte barış, özgürlük, mutluluk ve paylaşım dolu bir başka dünya yaratıyoruz, bunun bilincine varın.
Karşıt fikirleri körüklemeye değil birlikte yürümeye istekli olun. Etrafınızdaki insanlara öfke yerine hoşgörü aşılamaya çalışın ki enerjimiz hep birlikte yükselsin. Birbirimizi aşağı çekmek yerine birbirimizi yukarı taşıyalım.
Acıları, kederleri, sosyal medyada, orada burada paylaştıkça enerjimizin düştüğünün, böyle davranarak, hiç de iyi şeyler yapmadığımızın, oumsuzlukları birbirimize anlatarak olumsuzlukları beslediğimizin farkına varalım. Olması gerekenin dışında hiçbir şey olamayacağını hatırlayalım. Olaylar ne kadar acı olsa da daha sonra gerçekleşecek iyi olaylara vesile olmak için gerçekleştiğini aklımızdan çıkarmayalım.
Her fırsatta zihninizi dinginleştirin, düşünce ve duygulardan uzaklaşın, ‘boşlukta oturun’ ve içinize huzur doldurun.
Meditasyon yapın. Bir kişi meditasyon yaptığında, yaydığı enerjiyle etrafında bulunan on kişinin sakinleşmesine yardımcı olur. Öfkeye kapılıp enerjimizi boşa harcayacağımıza hep birlikte meditasyon yaparak kalıcı dünya barışını yaratabiliriz.
Olan her olay karşısında ne hissedeceğiniz yalnızca size ait bir seçimdir ancak dışarıdan gelen bir etkinin; sosyal medyanın, gazetelerin, televizyonların sizin seçiminize karışmasına izin verirseniz onlar ne istiyorlarsa öyle hisseder, nasıl istiyorlarsa öyle tepki verirsiniz.
Dünyaya ve olan bitenlere söylenmeyi bırakıp, buraya 3. boyuta ilişkin eğitimimizi tamamlamaya geldiğimizi hatırlamakta fayda var.
Ölümün bir bitiş, bir son olduğuna inanmaktan vazgeçin, ölümden korkmayı bırakın çünkü ölüm yalnızca ötesini göremediğimiz bir geçiş kapısı, bir boyut değiştirme sürecidir.
Düşüncesiz mi olalım, evet, Duygusuz mu olalım, evet. Karaktersiz mi olalım, evet! Evet, evet, evet! ‘Hiç’ olmadan hep olamayız, birlik bilincine varamayız. Hiçlik kelimesi hepimizin hoşuna gidiyor ama bu saydıklarımı yanımızda taşıyarak hiçlik makamına varamayız.
Boşlukta, huzur içinde ve nötr halde olmak geleceği yaratmak açısından en gerekli durumu tanımlar. Bilinç sıçraması böyle olur.
Değişime açık olun, kendinizle yüzleşin. İçinize bakın ve temizleyeceğiniz ne varsa bir an önce temizlemeye bakın, ta ki içiniz ‘bomboş’ kalana kadar.
Ben bunların hiçbirinden anlamam, daha basit formüller istiyorum diyenler içinse şu önerilerde bulunabilirim:
Her gün mutlaka birkaç kere topraklanın. Bu yapması çok kolay bir egzersizdir.
* Yürüyüşe çıkın.
* Güneş görün.
* Bol su için.
* İmkanınız varsa denize girin, yoksa ayda birkaç kez tuz banyosu yapın.
* Her gün mutlaka meditasyon yapın ya da yalnızca oturun ve nefesinizi dinleyin. Size mutluluk veren şeylere odaklanın ve ne kadar küçük olurlarsa olsunlar onlar için şükredin.
* Enerjinizi temizleyin, bunun yanı sıra, etraftaki enerjilerden etkilenmemeyi öğrenin.
* Kötü ve olumsuz konuşan kişilerden uzak durun, bu tür konuşmalara eşlik etmeyin.
* Ağaçlara sarılın, çimenlere oturun ya da yatın.
* Birlik duygusunu hatırlayın ve gördüğünüz her şeye sevgiyle yaklaşın.
Şimdi, daha önce denenmişlerden bambaşka bir yoldayız, hep birlikte başaracağımıza dair inancınızı asla yitirmeyin, yüzünüzü olumlu enerjiye çevirdiğinizde ne kadar kalabalık olduğumuzu göreceksiniz.