İzafi dünya dediğimiz, yaşam koşullarımızı gerçekleştiren, bize sosyal statü ve kimlikler getiren maddi dünyanın işleri ile dolu olan sorumluluklarımızla o kadar meşgulüz ki, Ruhani olanı ve maneviyatı iyice derinlere gömdük bir çoğumuz. Unuttuk ruhumuzu çocukluğumuzda bir yerlerde ya da bitirdiğimiz son sevgi ilişkisinde. Kendimizi öylesine kaptırdık ki, kişisel meselelerimize, parasal işlerimize, mesleki durumlarımıza öylesine takıntılı hale geldik ki, kimse içinde ki ruhsal dünyanın, üzerinde akan ve onu bir kılıf gibi koruyan enerji bedenimize, auramızla ilgilenmiyor bile. Ruhun çektiği acının sesini duymaya başladığımızda ise iş işten geçmiş olabiliyor. Kendimizi bir antidepresanın ya da bir psikiyatrisin odasında bulabiliyoruz. İşte bir de kendine acıma süreci çalışmaya başlıyor bu zaman diliminde. Ben Bipolarım, benim Anksiyetem var, benim şekerim, tansiyonum var demeye başlıyoruz. Ruh sağlığım bozuldu diyerek ilaçlara gizlenmeye, ertelemeye, ötelemeye geçiyoruz. İyi ama nereye kadar itekleyebiliriz ki sorunları, ruhun acı sesini nereye kadar görmezden gelebiliriz ki? Oysa ki Dere Menekşesinin yüksek titreşimli, 3 elementi bir arada taşıyan değerli Çiçekleri ile İzafi ve Ruhani dünyalarımız arasında ki ilişki dengesini kurabiliriz. Ayçiçeklerinin güneşe hep dönük yüzleri depresyonu alt edebiliriz. Hava elementinin en yüksek taşıyıcısı olan Morning Glory çiçeklerinin Avrupa da uygulanan FES çiçek terapisi ile homeopatik çiçek kürünü kullanarak, denge ve uyum kavramlarının nasıl da hayatımıza yerleşmeye başladığına tanık olabiliriz.
Enerji ile çalışmayı tercih eden ve ışık yolunu kendine hedef seçen her terapistinde Çiçeklerle çalışması ona yüksek benlik temaslarında daha huzurlu kapılar açarak, kılavuzluk yapacaktır. Tıkanmış enerji kanallarını Çiçeklerin yüksek titreşimli molekülleri ile enerji bedenimizi ve ruhumuzu doldurarak bizi sarmalamasına izin veririz. Farkındalıkla, bilinçle yapmaya başladığımız her şeyin kılavuzu olur Çiçekler. Özgürce yeteneklerin ve çakra alanlarının enerjisinin yenilenmesine, yeniden doğmuşçasına olmasına izin verir. Sizi ve ruhunuzu özgür bırakır, içinizde sizi acıtan şeyleri şefkatli bir anne gibi sarmalarken, beden ve zihinsel yönümüzün de uyum ve dengeye gelme çağrısını yineler. Bu çağrı uzun sürmez, Çiçek özleri birkaç ay içinde holistik çalışmayı (ruh-beden ve zihin birlikteliği bütünsel terapi) başarır. Yüksek benlik ile temasa geçmenin doygunluğunu ve huzurunu yeniden yakalayanlar artık Çiçek enerjilerine teslim olurlar ve bu ışık dolu, titreşimli yolda el ele ilerlerler. Kök Çakradan başlayarak adım adım ilerler Çiçek enerjileri, kür kür ruha, bedene ve zihne yerleşirler. Bir Öze dönüş başlar. Bu yolun ışığını fark edenler, meditasyon çalışmaları ile yola çıkarlar. İntim bir enerjinin onları sardığını hissederler. Çiçekler, titreşim dolu molekülleri ile üzerinizde çalışırken, siz de her şeyin farkında olur, tanık olursunuz anlara. Evren kelimesinin derin manasını bulursunuz içinizde ve size kim olduğunuzu fısıldar Çiçekler. Onlar en iyi kılavuz annelerdir, enerjitik ve biodinamik olmaları sebebi ile uykuda bile çalışırlar. Rüyalara eşlik ederken, sorunların içlerine sızarlar. Rüyaları bilinçli bir sesleniş olarak hareketlendirip, zihnin aktive olmasını sağlarlar. Ertesi gün uyandığınızda hatırlamaya başladığınız rüyalarınız olur, kişi ve kahraman anlar yinelenir rüyada. Huzuru ve şükretmeyi öğretir Çiçekler, denge ve uyumun naifliğini hissettirirler. Kafamızı dünya işlerinden biraz olsun kaldırıp gökyüzüne, evrene bakmamızı sağlar, kendimizi ve kimliğimizi yüksek sesle haykırır Çiçekler. Egolarımıza baktırır Çiçekler, onları besleyen sağlıksız negatif enerjileri temizler. Süpürür adeta eterik bedende ki durağan enerjileri, birikmiş blokajları kaldırır.
Eski bir Aborjin masalını okurken buldurur sizi Çiçekler, kendinizi götüren yollara bıraktıkça, değişime esnek oldukça sizi coşturur Çiçekler, ta ki içinizde ki çiçeğin açmasına dek sürer bu süreç. Çevremizde ki insanlar bu değişimleri fark eder, yüzümüze gelen aydınlanmanın, parlaklığın rengini yansıtır herkese. Eskisi gibi değilsin, bir başkasın kelimeleri akar çevrenizde. Sizi olgun ve pırıl pırıl bulduğunu söyler herkes, her şey. Sakin, uyumlu ve esnek olmayı tercih eden Çiçek Kadınlardan ya da Erkeklerden biri oluverirsiniz. İç sesinizin şifa annesidir, sağduyu dediğimiz ama kaybetmeye başladığımız yüksek kimlikli hislerimizi tekrar çalıştırır. Bu gevşemenin ötesinde ki durum, farkındalık kapılarının açıldığına işarettir. İç sesinizi tekrar dinlemeyi başardığınız an, meditatif olursunuz işte bu çiçeğin en saf yansıma halidir. Kendinizi dinlerken bulmak ya da kendinize zaman ayırmaya başlamak. Yüksek benliğinizle temasta olmak, enerjinizi hissetmek, etrafınıza bu gözlerle bakmak. Yeniden uyanmış ama Özüne dönmeye başlayan bir çocuk gibi korkarak bakmaya başlamak. Bu bakışları sabah aynada, gece rüyalarda bulmak.
Çiçek Terapisinde elementel çiçek guruplarına göre çalışırsınız, bu ezoterik Bach sistemidir. Yani bir Toprak Elementi Çiçeği ile çalışırken yanında Su elementi titreşimlerini barındıran bir diğer çiçek özünü kombine etmek. Sizin elementel ihtiyaç ve eksikliğinize göre denge kurmak. 3 Element taşıyıcı çiçekler içinde Dere Menekşesi Çiçeği, Bach Çiçek gurubunun en magical çiçeklerinden biridir. Toprak-Hava ve Su elementleri Dere Menekşesini oluşturan titreşimlerdir. Onun yüksek titreşimleri yüksek benlik çalışmaları için mükemmeldir. Yol gösterici ve akıcı bir an şimdi ki zaman yaşatır. Tıpkı Budizmin yüksek titreşimli 3 elementli Lotus Çiçekleri gibi. Kutsal, magical çiçekler. Şaman ritüellerinde, Aborjin iyileştiriciliğinde, İbni Sina da kullanılan Çiçek dünyası. Ruh ve Beden, Zihin üçlüsü arasında ki dengenin şifacı çiçeği; Water Violet gibi. Yüksek benlikle temasa geçmekten rahatsızlık duyan birçok insan gördüm. Ben inanmam enerjiye diyenleri pek duydum. Yaşadıkları korkunun adını kötü enerji olarak adlandıranlar ya da karanlık yollarla dolu rüyalara kapılanlar için Işık olur Çiçekler. Sık sık içinizde bir yerlerde açıklayamadığınız kaygıların oluşması gibi. İçinizde hep kötü bir şeylerin olacağına dair akıp duran enerji girdaplarının içine girer Çiçek anneler. Bu negatif akışı durdurur, temizler, dengeler. Zihni ile başa çıkamayanların çiçekleri, kontrolünü kaybetmekten korkar hale gelenlerin şifa annesi olurlar Çiçekler. Kendini değersiz hissedenlerin yaralarını sararken, öz güveni kucaklar, ona yerinden kalkıp çalışması talimatını verir.
Her gün binlerce olumlamalar görüyorum sosyal medya ağlarında, “Geçmişe takılı kalma” “Yalnız kalmaktan korkma” ya da “Kendine acıyarak zaman harcama” gibi yüksek algı boyutunda meseleler. Yani deneyimlemek birçoğu için yürek isteyen, iç acıtan meseleler. Bir de bakıyorum ki bunu paylaşan kişi, sadece onun algısına enteresan geldiği için ve ikna gördüğü için paylaşıyor, oysa ki içinde ki mesajın ne kadar da farkındalık istediğinin farkında bile olmaz ama olsun, beğenir ve paylaşır binlerle bu olumlamayı. Bir danışanıma böyle bir şey söylesem sanırım bana yap da görelim Ayşegül Hanım derler, kolay mı öyle zihne sus demek, kolay mı deliksiz uyku uyuyabilmek, aklı takılıyor insanın endişelere, kontrolümü sağlasam sizde ne işim var? İşte Çiçekler, sizin farkında olup da bir türlü gerçekleştiremediğiniz değişikliklere sizi götürürler, onlar bu yüzden gece gündüz yanı başınızda olurlar.
Çiçeklerin şifası üzerimizde olsun…
