Genel yapım kararsızlıktır, bir türlü karar veremem. Eğer bir dükkandan bir şey beğenerek ama almadan çıkıyorsam, bilin ki kararsızlığım yüzünden alamam. Her konuda, sık sık o konunun, iyi ya da olumsuz taraflarını düşünerek, analiz yapmaya çalışırım. Elbette işin içinden çıkamam.
Dostlarıma kararlarım konusunda sorularım vardır, bu konu da uzun sohbetler etmeye bayılırım. Hayati kararlar almak da cesur değilim yani birden bire ev ya da iş değiştiremem, imkanlar iyi bile olsa yine de karar veremem.
Biri bana bir şey danıştığında ise ona sonuna kadar destek vermeye çalışırım, zihin gücümü onun için kullanır ve olumlu olumsuz her yönden analize başlarım. Mutlak bir karar aldırırım karşımda ki insana.
Oysa iş kendi hakkımda kararlar almaksa oralarda uzunca bir süre durun. Kafam karışana kadar yorarım zihnimi. Geçmişi, deneyimlerimi, ödülleri tek tek gözden geçirip önce egomla bir konuşurum.
Yatak odama bir nevresim takımı bile alacaksam, kararsız kalırım, beni başka desenler, renkler cezp edebilir, hatta kafamı karıştırabilirler.
Sık sık sen olsaydın ne yapardın sorusunu sormaya başladıysanız, Bach Çiçeklerinin Çiçek özleri ve titreşimlerinin tedavi edici özelliğinden faydalanın. Farkında olmadan teptiğiniz döngüsel fırsatlara cesaretle kendinden emin adım atmanın yolu, CERATO çiçek özü ile çalışmaktan geçiyor.
Bach Çiçek terapisi psikolojik sorunlarımız yüzünden enerji akışı aksayan çakra alanına, çalışan çiçek özleri ile terapi yapmaya başlıyor. Günde birkaç kez dil altına damlalıkla kullanılarak likit şekilde çiçek özü karışımlarını almak, tedavi sürecini başlatıyor. Bir ilaç tedavisi değildir Çiçek terapisi, sadece doğru enerji akışını düzene sokmak ve ileride fiziksel bir rahatsızlığa neden olacak hastalığı önlemek ya da iyileştirmek amaçlı kullanılan Naturel bir şifa yöntemidir. Hiçbir olumsuz yan etkisi barındırmayan özler, homeopatik anlamda hazırlanırlar.
CERATO özel vibrasyonları sayesinde, kararsızlık, kendine güven duymama konularında hassasiyet oluşturmuş bireyler üzerinde çalışır. Eğer tipik bir CERATO çiçeğiyim diyorsanız, onunla yakından tanışmanızı öneririm. Sürekli güvensizlik konusunda birikmiş durağan enerjiler, özellikle 5.Çakra alanında sorun çıkartmaya başlar. Boğaz akıntıları, ses kısıklığı, trioid hormonlarının dengesini yitirmesi, akne, burun tıkanıklığı ya da horlama gibi sorunlarla kendini hissettirir. İleri seviye de koku alamama hassasiyeti bile başlar. Olayları bir türlü akışına bırakmayan zihnimiz,hep kontrol altında tutmak istediklerimizle bütünleşir ve akıntı oluştururlar.
Kafam karışık, sezgilerimi ve kalbimin sesini duyamıyorum diyenler için özel bir dost. Özel bir sırdaş, siz uykudayken bile o çalışmaya devam edecektir. 21 günlük periyot içinde sabah, öğlen ve akşam hep sizinle. Yaratıcılık kanalınız harekete geçecek, yaşama bakış açınızda derin sorgulamalar bulabileceksiniz. Cevaplar sezgilerinizle güçlenecek ve üretim enerjisi çalışmaya başlayacaktır. Artık eskisi gibi her şeyi sorma ve danışma haliniz bitecek, sezgilerinizin bu çiçek özünün desteği ile ne kadar genişlediğini fark edebileceksiniz.
Boğaz çakra alanımızda yaşadığımız blokaj, zamanla alın çakrasının ve kalp çakranın çalışmasını etkileyecektir. Fiziksel rahatsızlıklar bu alanda da etkin olabilir, farkındalıklı davranmak mühimdir.
Panik yolculuğunuz başlamadan bu panik atak hastalığına ulaşmadan, arınmak ve enerji dengesini yeniden bu çiçek kanalı ile canlandırmak istiyorsanız yola çıkın derim. Bundan bir sene önce ilk danışmanlık yapmaya başladığım zamanlarda bir kadın danışanım, zihninin çok meşgul olduğunu gereksiz bir sürü konuda karar vermekten kaçtığını, gerekli olan konulara başkalarının yardımını alamadan karar veremediğini anlattı. Konsültasyon aşaması rahatsızlık farkındalığına göre değişebiliyor. O gün tam 4 saat sürmüştü.
Karar vermek istiyorum kendi adıma, artık başkalarının fikirleri ile çizilmiş bir hayatı istemediğini tüm bunların onu çok yorduğundan ve mutsuz ettiğinden bahsetti. Ailesinin baskısı altında geçirilmiş bir genç kızlık dönemi ile yetiştiğinden söz ederken, boğazı düğümleniyor, bu çakra alanı bu kadar enerji kirliliğine dayanamıyor. Ardından öksürük ve ağlama seslerine karışan travmatik bir an başlatıyordu kendisinde. Bunu evde de kendi başına olduğu zamanlarda da yaşadığını söyleyerek ilerliyorduk terapiye. Kendini kimliksiz hissettiğini söyleyerek ne yapması gerektiğini yine bilemediğini ve yollarının onu bana getirdiğini ekliyor konuşmalarına. Aslında neden hastalandığının farkındalığında, henüz kronikleşmiş bir durum oluşmamış. Çiçek terapisi onun dikkatini çekmiş ve çiçeklerle çalışmak üzere benim adresimi bulmuş. En son bitirdiği ilişkisinin de, onu ancak bu kadar oyalayabildiğini itiraf ederek, fazla düşünme probleminden söz ediyor. Siz olsaydınız ne yapardınız diyor nefes aldığı aralarda. Bir sonra ki terapi saatinde buluşmak üzere ayrılıyoruz. Yedi seansa yakın birlikte çalışıyoruz, çiçek özlerinin tarihçesi kim tarafından bulunduğu, amacı ve kullanımları ile ilgili bilgilendirmeler yapıyorum. Bu yedi seansın sonunda yollar bir müddet ayrılacak bu hanımla. Onun için hazırladığım Cerato Çiçek özü ile ve brendi yardımıyla, saklama ve kullanım koşullarını reçetelendiriyorum ona yapması gerekenleri. Şimdi kendisi ile zaman zaman haberleşiyoruz, tam 3 aylık bir kür ile şimdi artık kararlarını kendi verebiliyor. Alış veriş için bir mağazaya girdiğinde artık karar vermek de hiç de zorlanmadığını ve Bach Çiçek Terapisi’ne ve çiçek özlerine çok şeyler borçlu olduğunu anlatıyor herkese. Mutluyum Bach Çiçekleri özlerinin kullanımı ve doğru konsültasyon ile farklı psikolojik rahatsızlıklara cevaplar verebiliyorum onların sayesinde. Hatta karar veremediği mesleksel değişimi bile başarmış, cesaret ve sezgileri uyumla ona gitmesi gereken yolu göstermiş. Teşekkürler Çiçeklerin dünyası, teşekkürler İngiliz hekim Edward Bach.
Boynuzlu adı ile de bilinen CERATO çiçeği, o eşsiz mavi tonu ile zihni sakinleştiren, sizi özünüze dönme konusunda destekleyen bir kılavuz olarak karşımıza çıkıyor. Günlük hayatımızın ne kadar kolaylaştığını ilk üç kullanımda bile fark edebilirsiniz. Mavi Boğaz çakra alanımızın rengidir,5.Çakra alanına denk gelen enerji akışı yüksek, ifade ve özgürlük çerçevesinde çalışan bu bölgede blokajlar oluştuğunda, bedenimizden gelen sinyalleri dinlemeliyiz. Fiziksel olarak kan basıncını dengeleyen renk, Mavi’dir. Tıpkı Cerato çiçeğinin özü ile aynı vibrasyonda titreşme özelliğine sahiptir. Arındırıcı olma özelliği ile zihinde sürekli biriken düşüncelere yol verir. Artık sürekli düşünme, yargılama ve analiz yapma gibi konuları gerekli zamanlarda sezgileriniz ile birlikte çalışarak kararlar alırsınız. Mavi rengin titreşimsel özelliğini ve şifasını, bir renk meditasyonunda yakalayabilirsiniz. Ya da nefes çalışırken bir sabah, derin bir Mavi nefes alabilirsiniz içinize. 7 Çakra rengi içinde Mavi, yaşamımızda, kendimizi ifade edebilmenin anahtarı olan iletişim ile bütüncül çalışır. Kendini ifade edememek kuşkusuz boğazımıza düğümlenen bir çift sözcük gibidir.
Kafamızı her gün parlak MAVİ gökyüzüne kaldıralım en az iki üç kez. Gökyüzünde ki parlak tatlı Mavi bize içimizde ki enerjiyi yenilemek için fırsat verecektir. Yeter ki karalığa kalmadan yol alalım.
