Bağırmak çok kolay öfkeyle,
Marifet sakinlikte
Bilip de unutmak
Duyup da susmak
Görüp de geçmek
İlk başta zor görünse de;
Kalbini sırlayınca bir kez
Aynanın ardı gibi;
Artık çizemez, kıramaz
Hiçbir şey, seni eskisi gibi
Sen karar verince
Dramı esenliğe dönüştürmeye,
Zıtlığı “bir” görmeye,
O kara sandığın büyü bozulur.
Değişmez bildiğin yazgı değişir,
Baştan yazılır.
Oyunun dağılır evet,
Ama yeniden kurulur.
Lakin bu kez daha farkında yaşanır!
Sen göze alınca bir kez
Kıyam-etini;
Bir el uzanır, seni ayağa kaldırır.
Ve niyet edince cesaretle,
“Artık ne olacaksa olsun diye”;
Eşik atlatılır, gün ağarır.
“-Olanı olduğu gibi kabul ediyorum” dediğinde,
Bunu gönülden dileğinde
Mutlaka başka bir kapı aralanır.
Bağırarak, söverek değil
Karar verip yürüyerek
Yıllardır ezberlediğin yoldan değil
Şimdi hiç cesaret edemediğin bir sokağa girerek…
Senden beklenen
Eylem değil artık,
Göze alış !…
Konuşmaktan çok,
Gemileri yakış !…
Bırak şimdi dışarıda olanı ve biteni
Sen içindeki gemiyi yak önce
Yak ki ; nefs bahçendeki ayrık otları
Temizlensin sessizce..
Yan ki cesaretle,
Isınsın sıcağınla, yanındakilerde
Ne varsa “farklı”sandığın, “ayrı” bildiğin
Kat içinin yangınına,
Erit şefkatinle
Haydi karar ver, hemen şimdi!
Acıdan özgürleşmeye
Geri adım atma sakın
Zira, zihninin arafını aşman,
İnan bana çok yakın !
Kendini hazır hissettiğinde;
Bas uyanış düğmesine
Ve dal, hepimizin “bir” olduğu denize
Sadece sevgi ve merhamet yolla yüreğinden
Kin ve öfke yerine
Hala inat eden, öfke duyan,
Korktukça korku salan, saldıran,
Senden ayrı sandığın, o biçare yüreklere…
Yani aslında kendi biricik gönülcüğüne…