Tanrıyı, hayatı, tüm var olanı sorgulamak…
Sıkıldım, yoruldum, hafiflemek istiyorum…
Evet şu an herkes bir kendini bulma, bulduysa orada kaybolma; kaybolduysa da orada uyanık kalma çabası içinde…
Herkes yorgun, isteksiz ve keyifsiz…
Artık taşıdığı yükleri sırtından indirmek ve hafiflemek istiyor…
Hayatı sorguluyor…
Hepimizin %90’ı sudan oluşuyor, bunu hepimiz biliyoruz… Su her şeye kaynaksa güneş ay her şey birbirini genişletiyor…
Yok ay tutuldu,yok güneş hizalandı v.s.
Eeee tamam;ay güneş, kolektif bilinç hepimizi etkiliyor…
Etkiliyor da yaşam elden gidiyor…
Kendini bilmek her an yaşamın, tasarımın mükemmelliğin farkına varmak…
Nedir kendini bilmek???
Tasarım, sistem, yaratımın mükemmel var oluşu…
Şu an yaşadığın dünya ise hiç buna uymuyor…
Sana göre adaletsiz, sana göre böyle olmamalı…
Evet tüm bunlar mümkün ve her şey de mümkün…
Din buysa böyle bir din kalbine uymuyorsa, hooop antisini seçebilirsin…
Eğer Allah varsa neden herkese adaletli davranmıyor diyerek; deist, ateist veya herhangi kalbi bir yola girebilirsin…
Birde sana göre bildiğini zanneden ama bilseydi yaşamda farklı davranması gerekenler var…
Oradan havalı havalı Bir’i büyük harflerle yazıyor, yok An’ı ayırıyor falan filan…
Bunlar sana hiç sıcak gelmiyor değil mi?
Bilenler bir şey biliyor olsaydı birbirlerinin hakkında konuşur muydu?
Bildiğini sananların bir şey biliyorsa daha tevazu ve sadelik içinde olması gerekmiyor muydu?
Hatta bu ayrım yaratmıyor muydu?
Biliyorum havasına girmişler, anlatıyorlar…
Bunlar genç bakışı gözüyle…
Bu uzar gider,önemli olan sana neyin iyi geldiği…
Evet bunlar kalbine uymuyor değil mi???
Zaten ne uyuyorsa onu yapacaksın,içindeki insani olanlarla…
Belki de şu anki gençlik daha doğru bir şeyler yapıyor, eski bilinci dönüştürüyor…
Kendilerine uymayan hiç bir şeyi yapmıyor…
Tabi bu nefsani değil, insani olmalı…
Belkide onlardan öğreneceğimiz çok şey var…
Hepimiz çok özeliz ve hepimiz gerçeğiz…
Bu kalp senin;sen seçtiğin bu yolda ilerlerken her an acıdan beslenmeden kendi yolculuğunda kendini yaşayacaksın…
Oralı, buralı, Tanrılı, Tanrısız sana ne uyuyorsa o yolda ilerlerken küçük ekmek kırıntılarını iyi takip edersen, kuşlara yedirmeden; kendi gerçeğini bulacaksın…
Tıpkı vejeteryanlığın moda olması gibi… Et yerken iyi şimdi sen vejeteryansın et yenmemeli…
Ya da önceden sigara içerken bıraktığında sigarayı kötülemen gibi…
İşte burada iyi kötü yok…
Herkes kendi bilecek herkes kalbine uyanı yapacak…
Senin özgürlüğünün başladığı yerde başka bir özgürlüğü bitirmeden,başkasının alanına girmeden…
Bir yere bir şeye ait olmadan…
Bulunduğumuz coğrafyanın da etkilerini görmezden gelemeyiz…
Hep eksik olanı görme marifetimiz… Sonrada zihinden kurtulma çabamız…
Güzelde güzeli göremezsen; güzel de hep bir açık arayacaksın…
Mesela Portekiz’de zihinden kurtulayım gibi bir algı yoktur… Onlar daha yaratılmış her şeye cansız olana bile (eşya) saygı içindedir…
Kendinden özgürleşme yolculuğunda;kendi geminin kaptanı ve tüm mürettebatla birlikte mavide kaybolacaksın…
Kaybolduğunda ise huzuru bulacaksın…
Gönül gözüyle…