Site icon Yuvaya Yolculuk Dergisi

Yüklerini Bırak

Yüklerini bırak

Bir ben var, beni benden ayıran.

Beni kendi ile büyüleyip kendimi bana unutturan.

Onunla bir rüya yaşıyorum.

Öyle bir yaşıyorum ki kul muyum köle mi belli değil.

Bir parmak bal dudaklarımda dolanırken,

Kan kusuyorum kızılcık şerbeti içtim diyorum.

Mutluluklarım bu benle hep bir şeylere bağlı.

Onca emek verip AN’dan feragat ederek kendimden uzaklaşarak,

Bir çaba bir koşturmaca ki sorma ?

Sonuç saman alevi kadar çabuk geçen bir mutluluk.

Sonra tekrarlayan bir döngü.

Her şey dışarıda olup bitiyor.

Hiç bir şey benim kontrolümde değil sanki.

Olanlardan hiç sorumlu değilim.

Zaten o kadar çok sebepler var ki benim dışımda.

Onlarla öyle bir savaşıyorum ki,

Donkişot ile Yel Değermenleri arasındaki savaş halt etmiş.

Hep bir hedef var ileride beni çeken.

O olsa ben dünyanın en bahtiyar insanı olacağım.

Ben böylesine kendimi kendimde kaybederken,

Beni, bu benden kendine çeken bir ben daha var.

O da diyor ki bırak, tutunma tutunduğun her şey elinde kalacak.

Sen bunların ötesindesin.

Bunlar yalan gerçek olan sensin.

Gerçek olan ne ki ?

Beni ben yapan sahip olduklarım değil mi?

Bunlara ne kadar emek verdim,

Bunlar bensiz ben onlarsız yapamam ki?

Bunlar somut, avuçlarımın içerisinde dokunuyorum, sarılıyorum, hissediyorum.

Diğer tarafta ne olacak bilmiyorum.

Bunlardan uzaklaş diyen ben bunları bırakınca bana ne verecek?

Sanki biraz açık etse bir şey gösterse ne olur.

Bıraktıklarım benden gidince ben ne ile avunacağım.

Gönüllü değilim hiç bir şeyimi bırakmaya.

Offf bir olay bir ateş bir işaret tamda beni en hassas yerimden vuruyor.

Benim dedikçe içimi titreyen şey ellerimin arasından hayatımdan gidiyor.

Gitme diyorum seslenirken ciğerlerim sızlıyor.

Nafile çığlığım sadece bende yankı yapıyor.

O zaman karanlığıma bir kıvılcım düşüyor.

Küçücük bir kıvılcım dilleniyor diyor ki hiç bir şey senin değil.

Ya sen bırakacaksın yada yana yana kül olacaksın.

O kıvılcım beni benden isteyene bir adım yaklaştırıyor.

İdrakim bir parça açılıyor, tutunduklarım benden gevşemeye başlıyor.

Gönlümde bir meşale tutuşuyor, bana benim hazinemi işaret ediyor.

İşte o zaman bir yol açılıyor kendimden kendime hazineme giden.

Yürümek istiyorum hatta koşmak ama yüküm ağır.

Bir ses diyor ben buradayım seni bekliyorum.

Yüklerini bırak, bak ben meşaleni tutuşturdumbenim dediklerini yakta gel .

Şükür diyorum yol göründü yüklerimi de biliyorum,

Neden bırakmam gerektiğini de.

Eh o zaman yolumu açık OL’ sun.

Yana yana her yanışta serinleyip hafifleyerek kendime gelmek nasibim OL’sun.

 

*******************************************

Chopin – Spring Waltz (Mariage d’Amour) [Please Read Description]

https://www.https://www.youtube.com/watch?v=PeUQ9LEy7oE

https://www.youtube.com/watch?v=PeUQ9LEy7oE

https://www.youtube.com/watch?v=xuGSBrgfFK4

Exit mobile version