Her şeyin aslında bir benzeri ile bağlantıda olma hali: Rezonans yasası.
- İstemediğim ot burnumda bitiyor diyorsanız,
- Her şey de üst üste geliyor, tüm terslikler beni buluyor,
- Durdum durdum kısmetlerim hepsi üst üste geldi,
- Para kapım bir açıldı şimdi tüm işlerim rast gidiyor diyorsanız vb
Tam olarak o merkezdesiniz: yani hangi enerjiyi güçlü yaşıyorsanız bilin ki ona benzer bir enerjinin farklı bir versiyonunu yaşama ihtimaliniz an meselesidir. Tespiti yapın ardından, durumun rengine göre, ya o enerjiden çıkın- ki bu olumsuz bir durum içim geçerli, ya da o yoğunlukta kalın. Neyi istediğiniz sizin tercihiniz.
Maddeler ya da olaylar farklıdır ama frekans aynıdır ve size dönüşecek, sizi dönüştürecek enerji aynı şiddettedir.
Mesela: bir piyanonuz var ve LA tuşuna bastınız, çıkan sesin frekansı, aynı odada bulunan akortlu bir gitarın La telini titreterek o sesi çıkarmasını sağlar.
Bir köprü yapımında kullanılan materyallerin kimyasında var olan frekans yaydığı titreşimle aynı frekans ile rezonansa giren bir tabur Asker o köprüden rap, rap yürüyüşü ile geçerse o köprü yıkılır.
Düşünüyorum da dünyanın frekansına uyumlu olduğumuzda onunla senkronik bir uyum ile dönüp mutlu olabilir, onun frekansından çıktığımızda ise kendimizi içten içe yıkarız.
Bu rezonans hali tek yumurta ikizlerinin birbirlerini hissetmesi için de geçerli.
Diyeceğim o ki düştüğümüz an kalkmazsak dip bizi çekecek, çünkü dibin frekans ile uyumlu olmayı seçmişizdir. Ancak kalktığımızda yürüyüp ilerleyebileceğiz çünkü ancak o zaman frekansımızı yükseltmişizdir. Demesi kolay tabi” diyen sesleri duyar gibiyim.
Bazen bir çıkmaza girer kendimizi karanlık ondalara kapatır ve düşüncelere dalarız vr bu şekilde düşünerek oradan çıkabileceğimizi, bir çözüm bulacağımızı sanırım.
Ama orada karanlık ve dar alana sıkışmış negatif düşük frekans vardır ve bizim farklı düşünme ihtimalimiz oldukça güçtür.
Sonra bir gelir, sizi çeker, elinizi tutar, dışarı çıkarır. Açık hava, belki doğa, belki insanlar önemli olan titreşimi değiştirmektir.
Ve eve döndüğünüzde o günlerdir karanlık alanda düşünüp bulamadığınız çözümü artık bulmuşsunuzdur. Ve “Tebdili mekân da ferahlık vardır” tabiri yerini bulmuştur.
Aslında bu tamamen titreşimi değiştirecek alandan çıkıp farklı bir frekans aralığına girmek ve yüksek frekans aralıkları ile Rezonansa geçmektir
Bence sadece bu yasanın varlığını biliyor ve hatırlamak bile işimizi inanın kolaylaştırıyor. Tecrübe ile sabittir.
Her ne kadar “Benzer Benzeri Çekerse1de konu, bazen hatta çoğunlukla, ilişkilerde ya da genelde kişi karşısındakini BENZETMEYE çalışır. Şayet alınacak ders, gidilecek yol, öğrenilecek bilgi, dönüştürülecek bir kimlik varsa daha çok sıka sıka, canından can alarak benzetmeye çalışır insan çocuğu. Bir başka türü de varsa derinlerde bir değersizlik duygusu ya da koca bir boşluk o zaman da BENZEŞMEYE… Benzerin benzeri çektiği yerlerde ikisinin birbiriyle uyumu zemin sağlam değilse çoğu zaman güç savaşına dönüp boyut değiştiriyor. İnsan olmak kolay olsun artık 🙂 Kalemine sağlık Figen….