O olduğumda saf bilginin içinde ve kendisi oluyorum.
O değil de bedensel ve toplumsal zihin olduğumda ise o büyük Ben’in karşısında-zıt tarafında gibi hissederim kendimi. Neden? Çünkü burada karşıt gibi olan mekanizmalar çalışıyor gibiydi. Bu sadece bende olan bir şey değil: çoğun insanlarda olduğunu biliyoruz. Oluşan zıtlaşma halinde yaşam bize iki ayrı sisteme bölünmüş gibi geliyor. Bu ikisini yukarıda da dediğim gibi uygun bir mantıkla bağlayamayışımız ve uzlaştıramayışımız sonucu alanları birbirinden ayırıp her iki alanda ayrı ayrı iş görmek gibi sonuca getirir.
En esas olanı kavramadığımız ve tek yolu sonuna kadar göremediğimiz için ve bazen de küçük yol ayrımlarına sapıp gittiğimizde kafamız karışıyor.
Şuursal ve ruhsal olarak kendi içimizde terslik yaratmadığımız halde uyumlu gelişmiş ve gerçekten Aydınlanmış bir İnsan olabiliriz.
Gerçek anlamda bu mümkün midir? Veya artık bizim ‘Mesih bilinci’ ve her kesin bir nevi ya ‘Peygamber olduğu’ ya da tam tersi kendini değersiz hissettiği dönemde işler ne kadar ve nasıl değişti?
Bildiğimiz bilgelerin, dâhilerin, mistiklerin ve ışık elçilerinin bunu tamamen kusursuz yapabildiklerini söyleyebilir miyiz? Kaynakları bulun açın ve bakın. Her insanın (o her kimse) bunu becerebilmek için ne gibi geleneksel veya kendine özgün yolları hem de çözümleri bulmaya çalıştığını anlarsınız. Bu zıtlıklar mutlaka her keste olmuştur ve hatta her keste Psikospiritüel Krizler de diyebileceğimiz haller doğurmuştur. ‘Olmamış’ diyebileceklerimiz varsa şayet belki bu durumları aştıktan sonra onların dile getirilecek kadar önemli olmadığını düşünen ve esas vazifelerine yönelmiş olanlar olabilir. Kendim de bu sondakiler gibi yol tutmayı tercih ederim.
Ama şu isteğim ağır basıyor: her zamanlığına arayışta olan ve eviriliş için potansiyeli olan insanlardan yanayım ve uzaktan (mesafe ve zaman olarak) da olsa böyle bir varlıkların yanında olmak isterim. Tıpkı benim için büyük ustaların yaptıkları gibi.
Çünkü insanın acıları arayışları bazen olağanüstü bazense sıradan kaygıları ve mutluluklarını bilirim… Yukarıda sözünü ettiğim uyumlu gelişmek ve değişmek ve bunları aşırı sarsılmadan hem de boşuna acılar çekmeden seviyeler atlatmasına yardımcı olmak isterim.
Bu yola giren herkes bir nevi Şuur Usta’sı olmak yolunda ilerler. Ve daha tecrübeli ustalar başkalarına yardım etmesi lazım eğer elinden geliyorsa. Bu öyle kolay iş değildir. Sorumluluk almaktır başlı başına. Çünkü her olan veya olmakta olan ve olacak olan usta kendine özgündür. Evrimi yönelten görünmez güçler bile sürekli sizi – hem bilinçaltınızı hem kalbinizi hem zihninizi ve bazen kendiniz bile karışık durumlarda kaldığınızda en çok ne istediğinizle ilgili kararlar bilgilendirmeler yöntemlerle ilgili sürekli yoklarlar.
Başlangıçta esas seçimleriniz ve onları net ayırt edebilmek hem de onları unutmadan ilerlemek talebi vardır. Seçimlerinizin hayat yolunuzdaki nihai sonuçlar ve yol boyunca karşınıza çıkacak olan durumlarda sadece kendinizin olan seçimler için sadece siz sorumlusunuz.
Ne istediğinizi tam olarak bilmeden yapılmış olan seçimleriniz olabilir.
O halde esas hedefinizi anlamak için ara (dönemlerde) kısa vadeli seçimler-deneyimler yapmış ve yapacak olursunuz.
Yol süresince başımıza gelenlerle ilgili hep birilerini suçlama eğilimimiz hem kendimiz hem size yardım etmeye çalışanlar ve tüm Sistem için çok zararlı oluyor. İşleri ve süreçleri zorlaştıran ve aksatan faktörlerden en kötüsü de budur belki. Hafif atlatılan sitemkarlık değildir ‘suçlamadan’ kastettiğim. İşlerin aşırı duygusallığa dönüşerek bir veya birkaç insanın sağlığına ve yaşamına ciddi zarar veren durumlardır (sonuçların ise tüm sistemde yankılandığı). Sonsuzluğun Niyetini algılamak zordur şüphesiz. Ama sorumluluk alındığında zararlı durumlar atlatılabilir.
Gerçi yolda deneyimsel olarak ilerleyen her Usta’nın en çok anladığı konu da bu oluyor belki de. Usta demek becerikliliktir ne yönden bakarsanız bakın ve başka alternatif fikriniz varsa söyleyin. İnsan olarak şuur ustası olmaksa Evrimin görünen ve bedeni olan çok ama çok değerli elemanı olmaktır. Bu kadronun her seviyedeki temsilcisi ise gelecek insanın –Yeni insanın- örneği demektir.
Bu da insan evrimi sürecinin (milyarlarca ve daha çok yılları içine alan) nihai neticesi olabilir mi?
Akışlarda ve medyumluk yoluyla sayısız cevaplar ve açıklamalar ve kesin yol yordamlar çoktur. Her ne kadar onları da özümsersek bile bizzat birey tarafından yaşamda kazanılmış olan bilgi lazımdır evrim için.
Dolayısıyla bazı sorulara birlikte cevap arayabiliriz…
Belki evrimin kendisi de merak ediyordur bunu