Sınırlarını bulmak…
‘Evrendeki her şey zehirdir, mühim olan DOZ’dur…’ Paracelsus
Kendi dozunuzun sınırlarını bilmek, kendinizi taşma ve taşıyamama noktasının çizgisini bilmektir. Hepimizin kişisel sınırları var, bedenin taşıyabileceği yükler, ruhunuzun taşıyabileceği travmalar ve zihinlinizin tutabileceği ya da arka odalarına itekleyeceği yaşanmışlıklarla doludur. Kimin de bardak çarçabuk taşar kiminde Peygamber sabrı ile taşırmamaya çalışır ama eninde sonunda taşar. Taşmak aslında yitiren denge demektir, yerinden oynayan ayarlar demektir.
Taşmak kavramı, kadersel bir döngünün yeniden aynı sınavlar, aynı veya birebir benzeyen şahıslarla, olaylarla taşıp yeniden dolmasına sebep olur. Verilmesi gereken sınav evren tarafından adeta gözümüzün içine sokulur ama uyuyan tatlı bir uyku sarhoşluğu içinde aynı sınav ve derslerini yaşayıp dururuz. Aynı ilişkiler, aynı karakter ve tipte kadınlar ya da erkeklerle dolar, bir önceki travmaya benzer duygular anımsanır, neden hep aynı erkeklerle tanışıyorum, neden onları çekiyorum hayatıma? Gibi sorularla dolup taşar zihin. Unutmayın; Hepimizin şahsına münhasır bir tekamül süreci vardır.
Kendini bilmeyen Evreni bilemez, hayata uyur gezer bir halde devam eder, farkındalık konusunda açık olmaz, uyumak için ısrarcı olursanız şüphesiz tekamülün amansız pençesine takılırsınız.
Sınırların tanıyımlayıcısı Satürn gezegeni kadim bilgisinde bu tılsımı taşır. Sert kimi zaman dikenli bitki türleri ile kendini yeryüzünde gösterir. Astragalus bitkisi gibi hem ezoterik bilgilere sahiptir hem de sınırları öğreten bir ruha. Çoğu zaman tehlikelidir sınırların bekçisi bitkiler. Aztek, Maya, Tibet, Orta Asya, Sibirya bitkileri, kadim şaman otları ve onların bize sınırlarımızı öğreten Bilge ruhları ile tanışmak, proseslerini bilmek gerekir. Kutsal Tatula ile çalışırken onun Melek otu ile müttefik olması gerektiğini ve ancak o zaman yüksek randımanla sizin üzerinizde çalışabileceği bilgisi gibi. Bitkilerin ruhu yüksek bilince sahiptir ve şifalarına ihtiyacınız olursa sizi çağırırlar. Doğadan ihtiyacınız olanı alırsınız fazlasını değil; bu microdosing’tir.
Paracelsus’la başlayan mikro dozlama sistemi, bugün yüzyılın son sürat yaşamına, cılız kalmış değer yargılarına, beklenti dolu sevgilere ve karmakarışık zihinlerini iyileştirmek için tasarlanmıştır. Asırlardır, çözümü olmayan ruhsal hastalıklar sonuçlanmak için kadim bilgilerin eteklerine saklandılar.
İntegral homeopatik süreç mikro doz çalışma sistemine en çok uyan ve oturan şifa kanalıdır. Bitkinin kökünden, çiçeğinden, kabuğundan ya da yapraklarından hazırlanan remedy (ilaç/çare) Çiçek terapi sisteminde en çok kullanılan yöntemdir. Damla sayınızı bulmak için danışanınızla çalışmanız onun kılavuzluğunda ilerlemeniz gerekmektedir.
Mikro dozlama, belirli bir süre boyunca küçük dozlarda bir bitki ilacı kullanmaktır . Choco Bliss, San Pedro, ayahuasca, yer mantarı, waratah, mugwort veya diğer bitkisel ilaçlar oldukça etkin ve öğreticidir der.
Bugün Kanada, Avustralya gibi birçok ülkede mikro dozlama yöntemi kullanılmaktadır. Kronik anksiyetenden tutunda bipolar bozukluğu gibi birçok konuya ışık tutar, iyileştirir ama kılavuzsuz olmaz, kılavuz olmadan Hades’e inilmez zira bilinç altının güçlü derin sularında boğulabilirsiniz, şaman ya da modern adıyla kılavuz seyahat boyunca sizinle olur. Yavaş ve güvenli adımlarla yol alınan bir iyileşme süreci sunar size mikro doz uygulama.
Öz güveni paramparça olmuş birine bir anda öz güven yüklemenin bir anda süptil pencerenin açılması da şüphesiz ki beklenemez. Kendi sınırlarını bilmeyen biri için tüm seremonilerin ne kadar zorlu ve sancılı olduğunu da belirtmek isterim bu yüzden farkındalık konusunda danışanınız eğitilir, eğitimlenir kendi hakkında.
O seremoniden başka seremoniye koşanların her seferinde çabasız ve uykulu kalması gibidir zorlu süreç. Kişi ne olduğunu, neyin değiştiğini bile anlayamaz zira farkındalık hala açılmamıştır. Korkuları ve endişelerin girdabına takılırsa zihin ve ego tarafından ele geçirilir. İnleyen ve acı çeken ruh bir türlü bu çapaklar yüzünden yükselemez. Farkındalığı kapalı biri için acı çekmekten başka bir şey oluşturmaz. Kabaca bitki anne ya da baba sizi asıl makamına kabul etmez sizi kirleten ve bulandıran şeylerle uğraşmak zorunda kalır.
Kadim ağaçların ve kadim bitkilerin günlük hayatı aksatmadan, kontrol edebileceğiniz tarzda bir kullanım sistemidir aslında mikro dozlama. Bu süreçte çalışırken, mikro dozu nasıl alacağınıza dair bitki koçunuzla bir ritim oluşturursunuz. Bunu yapmanın doğru ya da yanlış bir yolu yoktur. Sizin için en uygun olanı bulmakla ilgilidir. Bu , seçtiğiniz gerçek ritimden çok bir ritme sahip olmakla ilgilidir.
Günlük doz değeri 21 drop olan da vardır 10 damla olanda, önemli olan sizin titreşim frekansınıza, nokta atış yaparak, size ait dozu bulmaktır.
Ruh, beden ve zihnin dengelenmesini başarır mikro doz, enerjinizin yeniden yapılandırılması, hizalanmasıdır. Size ait bitkiler sizin erk bitkilerinizdir, sizi korurlar. Sizi sevgi ile beslerler, iyileştirirler ve en önemlisi size kanallık ederler.
Her Sun Pedro bitkisi ile çalışan iyileşecek ve parlayacak diye bir şey yoktur zira sizin ruhsal bitkiniz o olmayabilir, belki de tipik bir Mugwort Kızı da olabilirsiniz. Bu yüzden Mugwort size sun Pedro bitkisinden çok daha iyi gelebilir.
Ruhsal dozunuzu bulabilmeniz dileğimle…
Ayşegül Savaş bitkilerin dilini öğrenince şifanın ve kadim bilgilerin dilini de öğreniyor insan. Katkın için teşekkür ederim.