Kimisine geleceğin ne olduğunu bilmek ne kadar da caziptir. Yaptığın herhangi bir planın arzu ettiğin şekilde yürümesi ve hayatının kendi kontrolünde olduğunu düşünüp yaşamaya devam etmen amma da güzel bir his olmalıdır. Bilinmeyenin gelecekte olduğunu bilmek insanı delirtmeye yetiyor. Hiç bir şeyde kesinlik olmadığının farkındalığı insanı zorluyor. Aniden her şey yolunda giderken birden bire en beklenmedik bir anda tökezleyip düştüğünde afallarsın. Ne olduğunu anlamazsın ve cevapları dışarıda ararsın. Başkalarının hayatına bakar hatta onlara sorup yanıtı bulmak yanılgısına da düşebilirsin. Ardından en önemli soruya geliverirsin. Gelecek gelecek mi? Bunun garantisi ne zamana kadardır? Soruya cevabı bulduğunda içinde olduğun güne döner an dedikleri nedir anlamaya başlarsın.
Ben yarın ya da bundan 5 veya 10 sene sonra kendimi nerede görmek istiyorum? Kendimi hangi halde bulmayı arzuluyorum? Bunun için bugün ne yapmam lazım? Gereken her neyse işe bugün başlamalıyım. Yaptığım her şey kendime bir yatırımdır. Gün gelir emeğin karşılığı ortaya çıkar. Başıma beklenmedik bir şeyin gelmesi bir başlangıç mıdır yoksa eskiden, evvelden yaptığım bir şeyin sonucu mudur? Bunu düşünüp bulmakta fayda vardır. Ben sonuçlardan sorumluyum. Başıma her ne gelirse gelsin ya ben onu seçmiş, arzulamış veya istemişimdir. Bunlardan hiç biri değilse o zaman hak ettiğimdir. Hak etmek konusu çok ince bir sınır çizer. Kötü diye yorumladığın her olayı önce itiraz sonra şikâyetle, sitem etmeye dönüştürürsün. Suçlu ararsın. Çoğu zaman bulamazsın. Suçlamaya da devam edersin. Yine işe yaramaz. Vakit geçer, iş işten geçer ve kendini yine aynı yerde bekler bulursun. İlk adımı atmak için fırsat kollarsın. Anlarsın ki her şey seninle başlar, seninle devam eder ve biter…
Ben ne yapmak istiyorum? Elimde kullanabileceğim neler var? Olmayana odaklanıp özürler sıralayarak bir yere varılmıyor, o zaman yerinde sayıyorsun. İlerleme olmazken vakit geçiyor, ilerliyor. İnsanoğlunun yaşamı sınırlıdır. Fanidir. Yapmak istedikleriyle yaptıkları arasında mutlaka farklar vardır. Arzu ettikleriyle eline geçirdikleri arasında da eminim mesafe vardır. O zaman arzu ve istekleri kontrol etmek başlı başına bir hedef değil midir? Sürekli yükselen bir çıta varken arzu ve istekler gerçekleştikçe mutluluk yakalanıyor mu? Hayır. Yeni arzu ve isteklere yol açıyor. Açan da benim!
Bilinmeyen en önemli konu yaşamın neden başladığı ve niçin bittiğidir? Son bilinmediğinden hayat daha da cazip hale geliyor. Ben istediklerimi bugün yapmazsan ne zaman yapacağım? Vakit olacak mı? Zaman kalacak mı? Bilinmeyen konular hakkında fikirlerim oluştukça bilinene dönüşüyor. Bu yolda kendi iç yolculuğuna çıkan birine rehberlik ederken hayat deneyimlerimi paylaşıp, bildiklerimi aktarmaktan öteye gidemiyorum. Çünkü halen benim için bilinmeyenler mevcut… Bana rehberlik edenler de, kendi tecrübelerini anlatırken onların bildiklerini çabuk yoldan öğrenip hazmetmeye başlıyorum. Yine yepyeni bir bilinmeyenler yoluna giriyorum. Bilinmeyen bilinse bile her zaman halen bir bilinmeyen olacaktır ve öyle de kalacaktır. Kimse her şeyi biliyor hale gelemedi ve gelemeyecek. Hayatın verdikleri, hayatına giren insanlar sana bir nebze ışık tutarken sen de alman gerekeni alıp ilerleyeceksin. Almadığında yeni birileri hayatına girecek ve aynı dersi vermek için gayret gösterecek! Sen ya o dersi bir an önce alacaksın ya da zorla sonradan öğreneceksin. Farkındalık da burada yatıyor. İstediğin olmuyor, olması gereken gerçekleşiyor…
Gelecek elimde mi? Yarın bana vaat edildi mi? Zihin bu soruları sevmez, çünkü cevabını bilir. Bu yüzden zihinden çıkmak hayatı deneyimlemek için ilk adımdır. Her tür hayalin gerçek olması zihinsizlikle mümkündür. Aksi halde sınır gelir, çıta alçalır ya da sürekli doyumsuz ya da mutsuz hale dönüşürüz. Bunu da en iyi beceren, bizi en iyi tanıyan zihindir. Eksiklik, eziklik ve zaaflarla hareket eden zihni kontrol etmek emek ister. Ne düşündüğünü, niye düşündüğünü bulamadıysan şayet olan bitene de hakiki anlamını yükleyemezsin. İşine geleni sever, gelmeyeni atmak istersin. Olmaz… Yürümez. Evrensel İlahi Sistem bu şekilde çalışmaz. Ya dersini alır ilerlersin, ya da sürekli aynı şeyle sınanırsın. Gelecek nedir? Yarın var mı? Bilinmeyenin içinde hareket ederken, rahatlık ortamı huzur verir zannederiz. Ancak bu korkaklığın barınağıdır. Huzursuz eden yer seni çağırıyorsa gitmemek kaçıştır. Olduğun yerden memnun musun? Mutlu olan huzuru bulmuş kişidir. O kişi nereye giderse gitsin iç huzuru da, ona eşlik edecektir. Değilse şayet yeni bir yer aramak zamanı ne zamandır?