Her insanın kendi içinde karanlık bir yanı vardır. Bu karanlığı insanın kendi içinde kabullenemediği, kendisinden ve başkalarından gizlemeye çalıştığı ve bilinçsizce başkalarına zaman zaman yansıttığı yanıdır.
Karanlık taraf kişi tarafından aydınlanarak ışığa çıkarılmadığı için orası hep karanlık kalmıştır ve karanlık olduğu içinde, insan oradaki herhangi bir şeyi, ya da görmek istediğini maalesef orada görememektedir.
Biz insanoğlu ancak o karanlık olan yanımızı ortaya çıkarıp, kendimiz bizzat sahiplenip, onunla hesaplaşıp bütünleşmediğimiz müddetçe maalesef bu yanımız bizi sürekli engellemeyi, bize her türlü acıyı, korkuyu, mutsuzluğu yaşatmayı ve hayatımızda hep bu yanımıza aynalık eden insanları çekmeyi maalesef sürdürecektir.
Karşımıza çıkan ve bize zaman zaman olumsuzlukları yaşatan kişilerde, bizim içimizdeki karanlığımızın yansımaları olduğunu bilince çıkartıp, önce karşımıza çıkan karanlığın uygulayıcılarını, sonrada içimizdeki karanlığı aydınlatmanın mücadelesini vermek durumundayız. Bu karanlık yanımızla bütünleşmemiz, onun engelleyici ve yıkıcı etkisinden kurtulmamızı, kabul edemediğimiz yanlarımızı gizlemek için kullandığımız maskelerde kısılıp kalmış yaşam enerjimizin serbest kalmasını sağlar.
Aslında bizim karanlık yanımız şüphesiz ki bize vereceği büyük armağanları kendi içinde barındırmaktadır. Karanlık yanımızın bize kendi gerçekliğimizi öğretmek, yol göstermek ve tüm benliğimizi kendimize ve içimize sunmak için çok özelde bir görev üslendiğinin bilincinde olmalıyız. Varoluşta hiçbir yanlışlık ve hiçbir eksiklik yoktur.
Her şey gerçekçidir ve her şey birbirini tamamlayıcısı olarak tanzim edilmiştir. Bunun bilincinde olduğumuz zaman, evrene ve tanıklığını yaptığımız olay ve olgulara daha net vakıf olmuş olacağız.
