Her seçim başka bir varoluşu gerçekliğine yansıtır. Düzenli olarak yapacağın ve isteğine yönelik olan her seçim ise dileklerinin tezahür etmesini mümkün kılar.
Kısacası, kendine izin verdiğin kadarını yaşar, layık hissettiğin ölçüde hayallerini deneyimlersin. Çünkü her hayal sonsuz olasılıklar denizinde hali hazırda olanın aklına düşmesinden ibarettir. Bu nedenle kader ve özgür irade iç içe geçmiştir.
Aklının düşünebildiği, kader havuzunda var olanın ötesine geçemezsen, sonsuz anlardan ve olasılıklardan oluşan bu havuzdan hangi damlaları kendi gerçekliğine alacağın senin özgür iradenin gücünden geçer.
Peki bunun bizimle ne alakası var? Daha da önemlisi bunu hayallerimizi deneyimlemek adına nasıl kullanabiliriz?
Öncelikle düşümüze düşenin boşuna olmadığını bilerek başlayalım. Ya doğamıza uygun olan ya da bize yanlış yöne gittiğimizi öğretecek hayaller kurariz. Her iki halükarda da biz kazançlıyız.
Çeşitli sebeplerle çocukluğumuzda aktive olan öz değer kodlarımızı görmeyip, iyileştirmediğimizde doğamıza uygun olmayan davranış kalıpları oluşturur ve bize ait olmayan, bazen toplumsal, bazen başka kaynaklı seçimlerle bu yaraları her seferinde bize hatırlatacak deneyimler yaşarız.
Burada dünyanın beni hatırlamasını istediğim şu sözümü sizlerle de paylaşmak isterim;
“Duyguların altın pusulandır, seni hayat amacına taşır.”
Deneyimlerimiz sırasında açığa çıkan duygularımızı farkedip verdiği mesajı anlamak çok önemli. Çünkü fark edilip onurlandırılan her duygu sayesinde öz değerimizle yeniden bağlantıya geçeriz. Çünkü öfke, utanç, suçluluk gibi birçok duygu aslında değersizlik duygumuzun maskeleridir ve bize bu noktada öz değerimizle bağlantıya geçmemizi işaret ederler.
Yıllardır yaptığım kişisel gelişim çalışmalarını öz değerle bağlantı kurma süreci için sistematik hale getirdiğimde ortaya çok keyifli ve herkesin kolaylıkla faydalanabileceği bir yolculuk çıktı.
Öz Değerinle Buluşma Yolculuğu.
Bu yolculuk kendini tanıyarak ilişkilerde sağlıklı sınırlar çizmene, ama daha da ötesinde kendi potansiyelinin farkına varmana yardımcı oluyor. Sistematik olarak ilerlediğindeyse bir ömür boyu kullanabileceğin ve hayatı keyifle deneyimlemene katkı olacak bir alışkanlık edinmiş olacaksın.
Yolculuğun en temel adımlarından ilki “öz farkındalık” ve sana doğanı duyguların üzerinden fark etmeyi öğretiyor. Küçük bir sır; nerede nese varsa orada doğru yöne doğru ilerliyorsundur.
Ikinci olarak, “öz kabul” adımında ise kendini koşulsuzca ve yargısızca kabul etmeyi deneyimliyorsun. Rumi’nin de deyimiyle doğru ve yanlışın ötesinde var olan bu alan sana özünde olanı özgürce görebilme yetisi katıyor.
“Öz şefkat” adımı ise benim en sevdiklerimden. Yıllarca neler duyup dinlemişiz meğer. Kendimize kızmak ve eleştirmek bizi büyütür, geliştirir sandığımız her an, nasıl da tam tersini yapmışız. Bunu öğrenmek ve içselleştirmek ne çok insana katkı oldu…
Bir sonraki adim ise “oz sevgi” ve sana kendini sevebilgin kadar baskalarini sevebilecegini ve kendini sevmenin yollarini anlatiyor. Bu adimin surprizi ise hayatinda sevgiyi cogaltmanin getirecegi bolluk bereket olacak.
Son olarak “öz değer” adımı bekliyor seni, bu adımın harika yanı ise kendine bile söylemekten korktuğun birçok şeyi yüksek sesle söylemenin rahatlığını fark edeceksin. İşte tam da şu anda içinin sıkılmasına, ne yapsam bir türlü olmuyor demene sebep olan şeylerin aslında ortaya çıkarman için seni bekleyen potansiyelinin ayak sesleri olduğunu göreceksin. Bu adımın en sevdiğim yanı mı ne? Özgürce fark edip, konuşabildiğin potansiyelin hem hayallerinin ötesinde bir hayat yaşamana hem de bu süreçleri neşe ve keyifle yaşamana yardımcı olması.
Yeni aya girerken, yepyeni bir başlangıç yapmak ve katkı olmak istersen bu yolculuğun kısa versiyonuna asagidaki linkten ücretsiz bir şekilde kaydolabilirsin:
https://www.kubraozguvenc.com/oz-degerinle-bulusma-yolculugu
Sevgi ve Işıkla,
Kübra
