Hepimiz hemen her gün duygusal olarak tetiklenip bir şeyler yaşıyoruz. Peki bu tetiklenmeleri neden yaşıyoruz, hiç düşündünüz mü?
Mesaj attığımız arkadaşımız hemen cevap vermedi, erkek/kız arkadaşımız günaydın demedi, bir başkası beklediğimiz tepkiyi vermedi… Sokakta gördüğümüz adam ters ters baktı, başka bir kişi bizi sevmiyor ama sebebi ne belli değil. İnek içti dağa kaçtı, dağ yandı bitti kül oldu.
Gerçekten her birimiz bu ve benzeri düşüncelerle üzülerek ne kadar da çok zaman, ama daha da önemlisi enerji kaybediyoruz.
Esasen yaşadığımız her türlü tetiklenmenin ardında değersizlik hissi yatar. Sosyal bir varlık olan insan dahil olmak, benimsenmek, sevilmek ister. Bunlar olmadığındaysa henüz kendi özüyle bağlantı kurmadıysa derin bir değersizlik hissine saplanır.
Değersizlik ise çeşitli maskelerle kendini gösterir.
• Yetersizlik
• Sevilmeye layık olmama
• Hak etmeme
• Mükemmeliyetçilik
Ve aslında bu değersizlik hissi bizi hayat yolculuğumuzda özümüzle bağlantı kurmamız gereken yerlere yönlendirir.
Anne karnında 40 günlük olduğumuz andan itibaren kayda başlar auramız. Büyürken gördüğümüz hemen her şeyi zihnimizde depolarız ve günü gelip ihtiyaç duyduğumuzda kök inanç depomuzdan çıkarıp taze taze kullanırız.
İşte bu kök inançlara ulaşabilmek kimileri için uzunca bir yolculuğa çıkmak gerekir. Bu yolculuk sonuçlar, davranışlar ve hırçın duygular denizini aşabilenler için düşünce ve kök inanç kumsallarında biter. Zamanında görür görmez alıp kabul ettiğimiz bu inançları yine sorgulamadan özgür bırakmak çok fazla insanın öylece yapabileceği birşey değildir. Yine de kalbinin sesini dinleyenler olarak kendi yolumuzu çizeriz.
Bizler ise bu noktada bir seçim yaparız.
• Hayatı kolaylıkla deneyimlemek
• Zorlukları bir bir deneyerek öğrenmek
Evren iyi-kötü, doğru-yanlış demeden bizim arzularımızı yerine getirir. Neyi seçersek, onu en özel haliyle bize sunar.
Burada kendi yaratımı olduğunu kabul edip, seçimlerini değiştiren Üsküdar’ı geçerken, “hayat bana acımasız, insanlar kötü, şanssızım” diyenler öylece, mevcut kaderlerini başka başka maskeler altında yaşamaya devam eder.
Şimdi sorum şu; sen kendi gücünü görüp yepyeni bir gerçeklik yaratmaya hazır mısın?
Bir sonraki yazımda senin için ufak bir armağan da paylaşıyor olacağım. Sen de bu zamanda yorumlara cevabını bırakmayı unutma!
Işık ve Sevgiyle,