Her devrin kazanımları ve bizden aldıkları farklı
Zaman getirdiklerini sermiş önümüze sere serpe
Kimi illüzyonu görmekte, kimi illüzyonun içinde
Açıldı pandoranın kutusu
Gören ve bilenler her yerde
Kazanımlarını kaleme almakta niceleri
Hak eden hak ettiği kadarını alabilsin diye
Kim neyi ararsa onu bulur yaşam sahnesinde hür iradesiyle
İşin sırrı tam da burada
Pınarlarından akmakta bilgi oluk oluk
Kimi bilginin peşinde, kimi egosunun ardına takılmış biçare
Aralanmış perdeler ve görünür olmuş bütün sırlar zamanlı
Hakikati arayanın önüne serilmiş tüm bilinmeyenler
Gizem kapılarının ardından sızar o güçlü ışık
Aydınlatır dört bir yandan ruhsal bilinçleri
Gören gözler uyanmış ve izler kurgulananları
Perdelenmiş ise gözler nafile
Görünen de bilinen de nasibince
Serilmiş önümüze nice kadim sırlar
Gelmiş hasat dönemine nice gezgin ruhlar
Bütün çehreler ayna gibi yansıtır ruhunun ışığını
Gönül gözünle bir daha bak tüm gözlere
Aydınlık ve karanlık görünür olmuş her yerde
Her biri kendi tohumlarını saçar hakkınca
Ve her tohum kendi çiçeğini açar bu yaşam tarlasında
Sevginin ışığıyla aydınlıktır ümidimiz
Görünenle yetinme geç ötesine
Aç kalp gözünü ve uyanmış zihninle her şeyi gözlemle!
Yaşamda yoktur ayrılık. Karanlığın içinde aydınlık, aydınlığın içinde karanlık. Birlikte dans eder yaşam sahnesinde, aydınlığa ya da karanlığa yürüyenler. Sonsuz yaratımın ilkeleriyle görünür olur, farklı kutuplarda var olan yaşam oyuncuları.
Sevgiyle yaratılmış olan kaybetmiş olsa da karanlıkta yolunu, arayışı yine sonsuz ışığadır. Sonsuz yaratımın ışığında BİR olduğunu idrak eder nihayetinde her ruh. Kendi karanlığını bilen, karanlığını çoğaltmak arzusunda dizginlenmeyen hırsıyla. Işığının farkında olan nice ruhlar ise, orta yolda korur nurunun ışığını. Kaldırırsan bilginin kudretiyle zihninin perdelerini, sen dosdoğru yürürsün aydınlığa uzanan sonsuz yolculuğunda.
Gök kubbenin farklı yoğunlukta katları, hak edeni hakkınca ağarlar makamında. Üst yoğunluklarda latif olandan, daha alt yoğunluklarda fiziksel olana… Varoluşun bedenlenen tüm ruhları, kendi tekâmül sınavlarıyla nicedir bu yolculukta. Bir döngüdür bu ezelden ebediyete.
İşler sonsuz yaşamda özgür irade yasası. Karşılıklı birbirlerine hak doğuran tüm ruhlar, zapt etme mücadelesinde birbirinin yaşam enerjisini. Gücünü arttırmak isteyen, gücünü vermek isteyeni hür iradesiyle teslim almakta ne yazık ki. Bu sonsuz yaşamın görünmez prensibi. Karanlığı mı kutsar ruhsal bilincin, yoksa aydınlığa mı yolculuğunda nihai hedefin. Bilmek özgürleştirir. Bilginin ışığıyla aydınlat nöronlarını. Bilgiyle dönüşsün zihnin ve kalbin. Bilgelikle olsun ardından yolculuğun. Dinle sezgilerini, aydınlık olanı gösterir ruhuna.
Her varlık geleceğini tohumlar, geldiyse eğer hasat vakti. Karanlıkla aydınlığın nicedir bitmez mücadelesi. OKU der kadim öğretiler. Sen halen okumaz mısın? Anlatır uzak geçmişi, bugünü ve olacakları gönderilen bilgiler. Sen yeter ki iste ve düş bilginin peşine. Göreceksin bilgi her yerde. Hazır olduğun hakkınca gelir önüne. Oku ve uyan öyleyse hakikatine!
Evrenin delinmez prensipleri yaratılmış olana, özgür iradesiyle kendi deneyimlerini yaşatır. “Seçimlerimiz kaderimiz” böyle yazar kadim kaynaklar. Ruhsal yolculuğunda verdiğin akitleri hatırla! Yüksek benliğinin sesi, her anınla sana yolunu hatırlatmakta. Nedir bu yaşamda aldığın ve alacağın ruhsal tekâmül derslerin? Düşünür müsün deneyimlerinin sana neler öğrettiğini? Ne söyler kalbinin derinlikleri? Bilinçaltın hangi sırları saklar senden? Aradığın nedir bu yaşamda? Varoluş amacını hatırlar mısın? Sorgular mı zihnin tüm kurgulananları? Cesaretle perdeleri aralar mısın? Ruhunda taşıdığın gücünün farkında mısın?
Her ruh kendi yaşam planıyla varlık bulur bu fiziksel boyutta. Düşer genetik bir havuza geçmiş karmasıyla. Yaşadığı çevresiyle, seçtiği ailesiyle ve tüm giyindiği dünyevi kimlikleriyle kendi kadersel döngüsünde yol alır. Yaşam bulduğu topraklarda varoluş nedeni yazılmıştır kaderine. Gökyüzündeki yıldızların doğum saatine etkisiyle ve kulağına okunan ismiyle her ruh… Kendi ruhsal yaşam planıyla bir kez çıkmış yolculuğuna. Doğar, büyür ve göçer vakti zamanında. Dünya sahnesinde varlık bulduysa, elbet bir varoluş nedeni taşır. Kimileri farkında kimileri derin uykusunda.
Karanlık uykuda tutarken usulca seni, ışık uyanık kılar zihnini. O vakit varoluş amacına uyan, vakit geç olmadan. Bu yaşam sahnesinde nedir daha öğreneceklerin? Dinlersen yüksek benliğini, sana ihtiyacın olanı hatırlatır. Hangi engeller çıkar her defasında yaşamda karşına? Hangi zaafların takılır ayaklarına? Sen misin yaşamına efendi, yoksa başkaları mı? Yüksek benliğinle gözlemci misin her anına? Yoksa yolunu karanlıkta kaybetmiş, savrulur musun oradan oraya?
Dünya sahnesinde nice kavimler yükselmiş ve kaybolmuş OKU! Her biri kendi kader planlarını yaşamış ve izlerini bırakmış. Sular yükselmiş ve gizlenmiş hatıraları. Unutturulmuş tarihi kayıtları ya da kim bilir saklanmış. Sen görünenle yetinme, geç ötesine. Araştır elbet çıkar önüne saklı bilgileri. Işık olur bilgi aydınlatır her daim yolunu. Sor kendine hangi bilgilerle donattın zihnini? Bilgiyle hangi korkularınla yüzleştin? Ruhunu hangi evrensel bilgilerle besledin? Yoksa bilgiden uzaklaşıp, zihnini karanlığa mı tutsak ettin?
O vakit hür iradenle bir daha düşün! Ruhsal yolculuğunda neleri keşfettin? Yaşam sahnesinde izlediklerini nasıl anlamlandırır uyanmış zihnin? Kalbinde hangi duyguları besledin? Sorarım yine sana, sen kimsin? Var olduğun toprakların kadim sırlarını bilir misin? Bu topraklarda yaşamış nice uygarlıklardan sana kalanların farkında mısın? Ne kadar tanırsın Anadolu’nun gizemli halklarını? Ya bastığın toprakların kudretine vakıf mısın? Nedir kolektif bilincin uyanışına olan katkın? Kendini bilmenin sorumluluğunda mısın?
Sen ruhsal yolculuğunda bu topraklarda varlık bulanlardansın. Hatırla!