Sokaklarda, yerlerde bir şeyler arar gibi, başı önünde eğik yürüyen, bitik, yorgun görünümlü insanlar; zannedersiniz ki Orwell’in ünlü eserinden beyazperdeye aktarılan ‘1984’ filminden fırlamışlar.
O filmde kimsenin görmediği bir yönetici vardır: Big Brother. Filmi seyrettiniz mi bilmiyorum, hani o oradaki -ruhsuz varlıklara dönüşmüş- insan görünümlü canlıların her hareketini her an her yerde takip eder ya; işte o robotik yaratıklara dönüştük, farkında mısınız?
Allah aşkına söyleyin, biz böyle bir hayata mı layığız?
Beşer kalmakta ısrarlıysak, evet ancak insan olma yolunda yürümeye karar verdiysek, hayır; o zaman sorumluluğumuzu üstlenip bu kölelik durumundan çıkabilir ve sonsuza kadar özgürleşiriz.
Bilin ki hangi bilinç ve algı düzeyindeysek o durumu yaşamaya devam ederiz.
Halk arasında sıkça dillendiren ancak gerçek anlamını henüz idrak edemediğimiz “Allah seni bildiği yapsın,” söylemi tam da buna işaret eder.
Şimdi karar ve seçim sizin; hangi bilinçte olmaya ya da kalmaya niyetliyseniz, onun yarattığı sonuçları yaşayacaksınız.
Şimdi herkes şapkasını önüne koysun ve tefekkür etsin; ne olmayı seçiyor?
Bu arada tefekkür, derin ve geniş düşünmek demektir; sizin zannettiğiniz gibi sığ ve birbirini takip eden fikirlerin zihinlerde uçuşması değil.
Haydi şimdi yolunuz açık ve aydınlık olsun. Gönlünüz de açık ve ferah olsun ki yolunuzu aydınlatan ve aslında dışarıda değil içinizde olan o ışığı görebilesiniz…
