Hepimizin zaman zaman geçmişten gelen travmaları sebebiyle aklına takılan, yüreğini acıtan hatıraları olabilir. Ama yaptığımız en büyük hata olan her ne ise geçmişte kalmış o hatıranın sizi üzmesine izin vermektir.
Bugün biraz içimize attığımız acı hatıraların, hüzünlerin hayatımızı ele geçirmesine nasıl engel oluruz hakkında yazmak istedim.
Bazılarımızın çocukluktan kalma acı deneyimleri, bazılarımızın gençlik yıllarındaki kötü tecrübeleri, bazılarımızın ise hayatın herhangi bir evresinde yaşadığı travmalar biz farkında olmasak da hayatımıza farklı açılardan etki ediyor olabilir.
Örneğin annesi ile şiddetli geçimsizlik yaşamış ya da büyüme evresinde kendi haline bırakılmış, sevildiğini hissetmemiş bir çocuk düşünün. Eğer büyüdüğünde farkında bir birey olarak kendini geliştirmeyi başaramamışsa, kendine acıması, yetersiz hissetmesi kaçınılmazdır ve yeterli özgüveni kazanması beklenemez. İlişkilerinde şüpheci olur ve güven duygusunu hissetmesi çok zor olur. Sonuç itibariyle toplumdan uzaklaşarak, asosyal bir şekilde hayatını sürdürmeye çalışır. Bir diğer ihtimal ise daha ileri boyutlu olarak daha agresif bir tutum ile istediğini elde etmeye çalışır ama bu da ilişkilerini sağlıklı bir şekilde yürütmesine engel olur.
Her şeyin temeli aile ile başlar. Bu sebepledir ki çocuklarımızı yetiştirirken onun ne hissettiği ile ilgili mümkün olduğunca çok empati kurmalı ve iletişim halinde sorunlarımızı çözmeye gayret etmeliyiz.
Peki ama diğer taraftan yaşanılan bu kötü deneyimlerin, hatıraların hayatımıza negatif şekilde etki etmemesi için nasıl bir yol izlemeliyiz?
- En başta yaşadığımız kötü deneyim, içimizdeki sızı her ne ise ilk önce onunla yüzleşmeliyiz! En zoru yaşadıklarımızla yüzleşebilmektir.
- Sonrasında ise yaşadığımız bu kötü deneyimlerin şu anda değil, geçmişte kaldığının farkında olmalıyız. Geçmiş adı üstünde geçmiştir! Ve her şey gelip geçecektir!
- Her ne kadar canınızı yakan bir deneyim yaşamış olursanız olun, bu kötü aile deneyimi, aşk acısı, evlat acısı, akran zorbalığı, yalnızlık, hastalık, parasızlık, dışlanmışlık, hor görülme her ne ise olanı olduğu gibi kabul edip, affetmelisiniz! Affetmek %100 haklı olduğunuz bir haksızlık, adaletsizlik karşısında bile, olanı olduğu gibi, yaşandığı şekliyle akışa bırakmak sizi sırtınızdaki yükten özgürleştirecektir. Nefret, kin gibi negatif duygular yalnızca size ağırlık yapar. Siz nefret edip, kendinize yük yaparken, karşı taraf sizin farkınıza bile varmadan hayatına devam ediyor olacaktır. Yüklerinizden kurtulmalısınız!
- Yaşadığınız her şey sizi olacaklara hazırlayan birer imtihan ve tecrübedir. Sizi en iyi versiyonunuza dönüştürmeye hazırlayan, sizi siz yapmaya, büyütmeye çalışan tecrübelerinizdir.
- Yaşadığımız şu ana, bugüne odaklanarak, hayatımızın kaptanının sadece kendimiz olduğunun bilincine varmalıyız! Biz nereye istersek gemi o rotada ilerlemek zorundadır! İstemediğiniz hiçbir yöne gitmek zorunda değilsiniz!
- Hayatınızın kontrolü yalnızca sizdedir.
- İyi ve kötü en başından beri hayatta iç içedir. Her ne kadar kötü deneyimler yaşamış olursanız olun, hayatta iyi şeylerinde olduğunun farkında olmalısınız!
- Hayatınızda sahip olduğunuz her şey için şükretmelisiniz! Şükretmek belki bazı şeyleri sihirli bir şekilde yok etmez ama size hem farklı bir açıdan bakabilmeyi sağlar, hem de içinizde pozitif duyguların oluşmasını ve bazı şeyleri kabul edebilmenin vermiş olduğu rahatlık ile hayatınızda bütünlük hissetmenizi sağlar.
- Hayatınızda olmasını istediğiniz temel şeyleri belirleyin! Sağlık, sevgi, iş, aşk, evlilik, çocuk, seyahat, bekarlık, arkadaşlar, para, başarı, güç her ne istiyorsanız ilk önce hepsini elde edebilecek gücünüzün, motivasyonunuzun içinizde bir yerlerde olduğunun farkına varın! Sonra istemek tabii ki yetmez! Hedeflediğiniz her ne ise kendinizi ona açmalısınız ve azimle emek vermelisiniz! Emek vermeden hiçbir şey elde edemeyiz. Her şey çaba ile doğru orantılıdır.
- Son olarak, her şeyde ne kadar olumluya odaklanırsanız yaşam enerjiniz olumlu olan şeyleri size doğru çekecektir. Çekim yasası yaşamın görünmeyen ama en temel kuralıdır! Düşünceleriniz ve hisleriniz hayatınıza yön verir!
Hayat iyisiyle kötüsüyle bizler için var. Her şeyi olduğu gibi olduğu şekliyle kabul edebildiğimiz noktada hayat gerçekten her şeyiyle çok güzel…
Çocuk olan bizlerin yaşamları ne kadar mükkemel olursa olsun mutlaka içinde travma barındırıyor. Maddi ve manevi fark etmiyor her iki halin çokluğu ya da açlığı bizi bazen besleyemiyor. Asıl olan büyüdüğümüzde, büyüdüğümüzü fark edip, varlığımızı iyileştirmek. Bunun için o kadar çok ipucu ve yol gösterici var ki çevremizde görebilmek yeterli oluyor. Bütün ipuçlarını sevgiyle toplayıp paylaştığın için teşekkür ederim Sevgili Gamze…