Modern zamanın insanları daha eril enerjilerle kuşattığı dönemlerde, yaşanan pandemi süreci de dahil olmak üzere, karşı kaldığımız çeşitli bireysel ve toplumsal deneyimler karşısında kötü olma potansiyeline sahip olmamıza rağmen iyi insan olmanın, bencil olma potansiyelimize rağmen cömert ve paylaşımcı olmanın, vurdumduymaz olma potansiyelimize rağmen merhametli ve yardımsever olmanın ne kadar önemli olduğunu gördük. Eril enerjinin öne sürdüğü sonuç ve başarı odaklı olmak yerine, dişil enerjinin getirdiği süreç odaklı olmanın, kabul enerjisinin, merhametli, şefkatli ve sevgi dolu olmanın önemini kavradık. En güzel hizmetin insana ve iyiliğe hizmet olduğunu hatırladık. Birimiz hepimiz, hepimiz birimiz demeye başladık. Kova bilinci sardı etrafımızı belli ki.
“Tek bir uyanmış insan bütün uyuyanları uyandırmaya yeter” demiş, Malcolm X. Amerikalı bilim insanı Dr. David Hawkins de frekanslar, frekansların bilinç düzeylerinde etkisi ve ilişkisi üzerine binlerce araştırma yapmış ve bir bilinç haritası hazırlamış. Yaptığı deneylerle yüksek frekanslı duygu ve düşüncelerin düşük frekanslı olanlardan daha güçlü ve etkili olduğunu, en yüksek frekansa ulaşmış bir bilincin düşük frekanslı 70 milyon bilinci dengelediğini klinik olarak kanıtlamış.
Bu yüksek frekanslar içinde kendi olabilmek başta olmak üzere bir ve bütün, sevgi dolu, bilge, merhametli, ilham, imkan ve izin veren bir yapıda olmak yer alıyor. Bu frekans yapıları da insanın kendisini mutlu, anlayışlı, huzurlu neşeli, anlamlı, uyumlu ve umutlu hissetmesini sağlarken aydınlanma ve değişim süreçlerine girmesini ve niyetlerini bu titreşimler doğrultusunda ortaya koymasını sağlıyor. Frekansı bu şekilde yüksek olan kişiler Hawkins’in klinik deneylerle de ispatladığı gibi milyonlarca insanın da bilinç değişikliği yaşamasını sağlıyor.
Bizim kültürümüzde de “Dünya iyi insanlar hatırına dönüyor” denir. Evet, Yaradan’dan aldığı ışığı diğer canlılara taşıyan, zor zamanlarında her kim olursa olsun yanında olmak için elinden geleni yapan, başkalarının moralini düzeltmek ve birilerine ilham olmak için orijinal fırsatlar üreten, sevgisinde ve şefkatinde cömert olan, doyurup besleyen, dualarında herkese ve bütün dünyaya yer açan iyi insanlar hatırına dönüyor dünya. Sevgi, şefkat, merhamet, empati, kabul, teslimiyet ve bağışlayıcılık yoluyla Yaradan ile bağlantıda olabileceğimizi ve birlik bilincine ulaşabileceğimizi tam da şu günlerde Güneş ve Venüs Balık burcundan bizlere fısıldıyor adeta.
“Yer gök dua ile dönüyor” derdi anneannem de ve üzerimizden dualarını hiç eksik etmezdi. Tabii ki dualarında hep bizim hayrımıza dilekler bulunurdu ve bunların en başında da ‘Allah iyi insanlarla, kadir kıymet bilenlerle karşılaştırsın’ temennisi yer alırdı. Bir de daha küçükken ezberlettiği bir duası vardı: ‘Rabbi yessir vela tuasir rabbi temmim bil hayr’ (Rabbim, işlerimi kolaylaştır, zorlaştırma, Rabbim işlerimi hayırla sonuçlandır) ifadesinin ardından ‘Allah’ım sen kayır’ diye Türkçe olarak devam eden, kafiyeli birkaç satırla da devam ederdi.
Dünya üzerindeki en kıymetli kazanç etrafınızda iyi insanlar olması ve bu iyi insanların dualarında size yer vermesi. Bu insanlara sıkı sıkı sarılın, onların yüksek frekansları ile uyumlanın ve birlikte ışığa ve neşeye ulaşmanın tadını çıkarın. Güzel niyetlerin ve duaların tınısıyla bütünleşin. “Black” isimli filmde olduğu gibi her şeyi öğrenin, “imkansız” kelimesi hariç! Ve bu dünyayı döndürenlerden biri de siz olun çünkü bu mümkün.
Çevirmenlerin sloganlarından biridir: “Biz çevirmezsek dünya dönmez”. Bu sloganı “Biz iyi insanlar varız, ışığı alır ve yayarız diye bu dünya döner” şeklinde olumlu bir ifadeyle daha genele atfediyorum ve etrafımdaki iyi insanların varlığına şükrediyorum ve daima “Rabbim işlerimi hayırla sonuçlandır, sen kayır” diyorum.