İlahi adaletin, dünyasal hukuk kurallarının üzerinde olduğunun, ergeç yerine geleceğinin bilincinde ol, başkaldırın bitecektir.
Başkaldırın adaleti burada görme hırs ve arzundan kaynaklanıyor; bencil ve egosal bir takıntı bu…ve takıntılar kimseyi bir yere götürmez.
Haksızlık yapan cezasını burada çeksin falan değil senin derdin, bunu gözlerimle ‘ben’ göreyim; egonun ağababası bu işte.
Bil ve emin ol ki bu tavrını sürdürürsen üçün birini alacaksın; onu asla göremeyeceksin çünkü kabul ve teslimiyet içinde değilsin.
Üstelik senin başkaldırın adaletsiz davrananlara değil ki Allah’a; O’nun dünya işlerine karışmadığını bilmemenden kaynaklanıyor bu.
Yani -farkında olmadan- iki yüzlülük, sahtekarlık yapıyorsun, hile yapıyorsun; bu yüzden her şey ayağına dolanıyor.
Birilerini suçlayarak hiçbir yere varamazsın; bunu o kalın kafana sok ve aklını başına topla, adaleti önce kendi içinde oluştur ki bu dış dünyaya yansısın.
Allah’ın adaleti, senin adaletin; bunu anla çünkü O’nunla iç içesin. Şimdi O’nu senden ayrı bir varlık gibi görmeyi bırak, herkesle bir ve bütün olduğu anla.
Acıların böyle bitecek…
Bu mümkün olur mu? Buna karar verecek olan kim acaba? İlahi adalet mi? Binlerce kişiyi öldüren birinin cezası bu dünyada verilecekse bunun bedeli genelde hapis cezası oluyor orada da konforlu bir alanda tutuluyor. Ölüm cezası verilse, bine karşı bir adaletli oluyor mu? Onu da bilemedim üstadım Şems Terlan