Evren’de her şey adil ve olması gerektiği gibidir. Bu uçsuz bucaksız oluşumda sonsuz ve sınırsız bir özgürlük hakimdir; her şeyi yapabilirsiniz ancak bedelini ödemek koşuluyla…
Her şeyi layıkıyla yapan da hakka giren/haddini aşan da karşılığını bir şekilde alır, alır da nasıl alır, artık onu siz düşünün…
Evren’de işler sanıldığı gibi değildir. İşleyiş ödül/cezaya göre değil sebep/sonuca göredir. Siz görseniz de görmeseniz de, yeri ve zamanı geldiğinde İlahi Adalet Sistemi devreye girer; hak edene hak ettiği verilir, hak etmeyenden hak etmediği alınır.
Çoğu insan İlahi Adalet’e inanmaz; bu yüzden de acı çeker. Haksızlığa uğrayanın hep kendisi olduğunu düşünür ve kendisine o haksızlığı yapanın cezasını çekmesini ister ancak bu arada da haddini aşar, Evren’le pazarlık yapmaya kalkışır; cezanın infazın kendi gözleriyle görecektir!
Tabii beklediği hiçbir şey gerçekleşmez; o da hırs, kin ve öç alma duygularıyla kıvranmaya başlar, yanar tutuşur, sonunda da kendini yok eder.
Bütün bunlar bilinçsizlik ve cehaletin; bunlardan beslenen bencilliğin sonucu olarak ortaya çıkar.
Siz siz olun sisteme güvenin; kimsenin hakkına girmediğiniz sürece her işiniz yolunda gidecektir…