Kendinizi mercekleyin

Anda kalmak masrafsız bereket içeren bir kavramdır. Kendi içinde yaratıcılık barındırır. Oturursun anda kalırken anda kalmak hakkında yazarsın. Düşündükçe dallanır budaklanır yeşerirsin bir ağaç gibi. Geçmiş ve gelecekten cümle getirmek istersen anı öldürürsün. Geçmiş geçmişte kaldı gelecek henüz gelmedi. Yarın bu an dün olacak, dün bu an henüz gelmemişti. An sıkıcı olabilir.

Kendinizi mercekleyin

An ile sen aynısın. O zaman sende sıkıcısın. An neşe dolu ise sende öylesin. Zihnin seni andan koparmak için her şeyi yapar. Onu duy ama anlama. Anlarsan bir elmanın dalından koptuğu gibi andan kopar gidersin. Bak Zihin elma ile dalı hayal etti. Bir resme daldın. Şimdi geri gel. Gündüz düşleri şairler için mükemmeldir. Düşler anda kalmayı öğrenen şair için cehennemdir.

Kapitalist sistem anda kalırsan akıllı olacağını paranı harcamaman gerektiğini biliyor. Hiç durmadan dikkatini dağıtıyor. Mesajlara bakıyor atmosferi yaşamayı unutuyorsun. Zaten amaç senin ayarlarını bozmaktı. Bozdular. Şimdi yeniden hatırlama zamanı. Senin için önemli olana öncelik vermelisin.

Kalbine huzur ve mutluluk veren gözlerini ışıldatan, yaparken saatlerin akıp geçtiği o etkinliğin ne? Bu çok basit bir şey olabilir. Geçenlerde anneminkinin bulaşık yıkamak olduğunu fark ettim. Aradan yıllar geçmiş ancak o an ona o kadar yakından bakabilmişim. Size sıradan bir etkinlik gibi görünebilir. Ama dikkatli bakarsanız hiç kimse onun kadar muhteşem bulaşık yıkayıp aynı zamanda durulayarak kuruma konumuna getiremez. Bir günde halam bize su böreği açarken tanrının onun elindeki oklavada dile geldiğine şahit oldum. Sanki sihirli bir şekilde hamurla birleşti. Sanki insan değil makinaya döndü. Hayatının neresinde insanlıktan çıkıp makinaya dönüyorsun? Başka sihirli bir varlığa dönüşüyorsun?

Kendini küçümseme. Yeteneğin illaki şiir yazmak, resim yapmak, şarkı söylemek olmak zorunda değil. Bak Zerrin Özer’e Selda Bağcan’a . Onlar da güzel, etkileyici, çekici değiller. Ama seslerinde tanrı dile gelmiş.

Anda olmak hep faydalıdır. Ya kendisine ya diğerine yaratımda yatırımdadır. Daha gönülden paylaşır, o an gelen farkındalıkla yardımcı olur, el verir, elinden o an gelir gelecek olan, duyar görür hisseder, o anda söyler. Dalgınlık yoktur, boşluk yoktur, geçmişin endişesi, geleceğin korkusu yoktur. An cömerttir. Gelecek ve geçmiş cimridir. An savurgan değildir. Gelecek ve geçmiş savurgandır. Şeytansı Düzende zaten bunu istiyor. Vermeyi bilmek andadır. Savurganlık ve cimrilik gelecek ve geçmişe aittir. Cimriyi zaten geçmişteki davranışı cimri yapmaz o zaman yokluk vardı. Şimdiki varlıktaki davranışını onu cimri yapar.

Bana sorarsanız; yalnız kalıp yazı yazarken hiç kimsenin yanımda olmasını istemem. Yazıyı parmaklarımla yazarsam kalbim ve aklım eşlik eder. Seslendirirsem fazla cümle kurarım. Organizasyon yeteneğim var. Her detayı önceden planlarım. Sonra basit bir şekilde herkes gibi takıntılarım var. Temizlik ve hijyen önemli.

Yüreğin ağzında mı yaşıyorsun? Yoksa yüreğin yerinde mi duruyor? Yüreğinle aklını eşitliyor musun? Gerçekten kimsin sen? Kim değilsin sen? İçinden ne geliyor? Ne geçiyor içinden? Kitapla defteri yanında olmadan uyuyamayan birisi misin? Neden böylesin? Ben böyleyken sen neden değilsin?

“Kendinizi mercekleyin. Anda kalmak geçmişe, geleceğe ayna tutarak olmaz.”

Yazar Hakkında

Benzer yazılar

2 Yorum

  1. Güzel ve aydınlık günlere...

    ”An”ı dolu dolu yaşayabilmektir insanı mutlu kılan… Beklemeler, gecikmeler, ertelemeler… Dipsiz kuyuya doğru iterler bizi… Herşey zamanında şekillenmeli… Geçmişi ”an”a karıştırdığın zaman büyü bozulmuş demektir. Güzel bir yazıydı, anında okudum… Emek ve yüreğinize sağlık… Daim olsun kaleminiz… İbrahim Soyalar

    Yanıt
  2. Murat Tali

    An ve zaman… İnsan ve garip döngüsü… Hikaye ne zaman başladı, bu hale nasıl evirildik belli değil. Şu anda insanlık için örüntülenen bu garip oyun içinde kaybolmuş halde kendi hakikatimizi arayıp duruyoruz. Bulacak mıyız? Bu çağda zannetmiyorum. Sonraki zamanlarda ne olacak açıkçası bir fikrim yok ama binlerce yıllık insanlık tarihine bakınca bunun öyle kolay olacağını hiç düşünmüyorum. AN’ sadece kayıp parçamız… Biz neyi aradığımızı bile bilmeyen zihin yumakları gibi yuvarlanıp duruyoruz, tarihin tozlu sayfalarında…

    Yanıt

Yanıt verin.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir